Değişen ve Değişmeyen Şeyler Üzerine

Daima değişen, aynı şeyler;
Bu dünya, benim dünyam değil!
Mutluluklar, umutlar, özlemler, acılar,
Benim değil onlar, bizim değil!

Her sene biraz daha hızlı geçen yıllar…
Burnumda, o eski peynirlerin kokusu,
Aklımda hep aynı yerde saklı anılar,
Geleceğimin peşinde geçmişimin korkusu…

Pazardayız, babamın gölgesi önümde
Bak bizim peynirci, hemen köşede!
Hep aynı tadımlık gözümüze değince,
Orta tuzlu, az yağlı yumuşak ezine…

Bu salı pazarı; domatesli, peynirli mahşer,
İnsanlar ayağıma basıyor sürekli,
İçimde bağırmak isteyen bir canavar!
İçim insanlara öylesine uzak ki
Sesim çıkmıyor! Onlar beni duymuyorlar…

Bir köşede durup bir an beklesem:
İçimde, yıllarca kaybolma korkusu,
Boğazımda düğümlenmiş bir yumru,
Konuşmak istesem de onu kimselere diyemem

Boğazımdaki acı yumru,
Cennet meyvesi değil, elma değil.
Sorulacak en can alıcı soru
Kul hakkı değil, tatlı değil!

Her yumruda; bir parçam garip
Kalıyor orada, ömürden yitip.
Çocukların gözündeki umuda güvenip
Bağırmak isterim onu, ona direnip…

Gezmeye, okumaya, güzel bir tiyatro izlemeye aşığım. Gecenin bir yarısı eve giderken, sessizce yanınızdan geçebilirim. Sizinle aynı oyunda, yan yana aynı repliğe gülebiliriz. Evet, o gün bunun farkına varamayabiliriz. Ama belki bir gün, bir anıda, bir yazıda rastlaşırız sizinle. Kim bilir?

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Edebiyat Kategorisinde Son Yazılar

Gece – Şiir

Gecenin sessizliğini bozan yankılarda, Karanlığını kesen ışık demetlerinde, Yalnızlığımı pekiştiren ayak izlerinde ve Ara sıra gelen

Başka Bir Zaman

Radyo, cızırtıyla son hava durumu bültenini verirken şehrin merkezinde bir evin kapısı yavaşça açıldı. Açık sarı

Ayak İzi

Düşüncelerimin seyisi olmuşum; efendim bir gelir bir gider. Arzularımın kölesi olmuşum; zincirim bir gerilir bir gevşer.