Başka Bir Zaman

Radyo, cızırtıyla son hava durumu bültenini verirken şehrin merkezinde bir evin kapısı yavaşça açıldı.

Açık sarı benekli, dalgalı koyu kırmızı, kapı eşiğinde göründü. Ev ahalinin gözleri fal taşı gibi açıldı. Dizler titremeye, şakak derisi seğirmeye başladı. Tavuk kümesine girmiş tilki telaşı, amatör kuyumcu soyguncusu havası yoktu.

Sakince etrafı süzdü. Kundaktaki bebek ağlamaya başladı. Topal ninenin elindeki ince belli çay bardağı ortasından çatladı. Katarakt ameliyatı olmuş ak saçlı dedenin takma dişi tarhana çorbası kâsesinin içine düştü.

Birden hep bir ağızdan ağlaşmaya başladılar. Kundaktaki bebek hariç ev ahalinin hepsi kızıl karanlık lekeye birbirlerini işaret ettiler.

Kesik kesik, ince tizli bir uğultu duyuldu. Işıklar birden söndü. Kundaktaki bebeğin içli ağlayışı yetmişti.

“Başka bir zaman…” dedi.

 

Mustafa Bilgücü

 

20 Ağustos ve Kahverengi Kokarca isimli romanların ve Roman Fabrikası isimli öykü kitabının yazarı.

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Edebiyat Kategorisinde Son Yazılar

Gece – Şiir

Gecenin sessizliğini bozan yankılarda, Karanlığını kesen ışık demetlerinde, Yalnızlığımı pekiştiren ayak izlerinde ve Ara sıra gelen

Ayak İzi

Düşüncelerimin seyisi olmuşum; efendim bir gelir bir gider. Arzularımın kölesi olmuşum; zincirim bir gerilir bir gevşer.

Sevgi Eken Sevgi Biçe

Saçıma ak düştü bu sene, İlk tanenin havaya düşmesi gibi; Hiç olacak olanın üstüne. Hissettim o