Yazı atölyesi on üç kişilikti. O, sonuncu katılımcıydı. Ünlü, seçkin ve kalbur üstü bir yazar olmak istediğinden bahsediyordu. Yazar olmak istemesinin tek
DevamıHayatını planlı yaşamayı sevdiğinden olsa gerek sol bileğine İsviçre malı bir saatin dövmesini yaptırmıştı. Attığı her adımın arasının kaç santimetre olması gerektiğini
DevamıDinleyin beni. Az önce fark ettim. Banyodaydım. Keseleniyordum. Koltuk altımdaki et benini sert fırça darbeleriyle kanatmıştım. Gider deliğinden sızan kan girdap şeklinde
DevamıSermayemin tamamını harcadım. Yüksek bacalar kurdum. “Tavukların yumurtlaması için belli bir sıcaklık gerekir” dedim. Üç müstakbel yetim çocukla başladım işe. On yaşlarındalardı.
DevamıBüyük Beyaz
Tamam, önce şuradan başlayayım. Evet ya, nereden başlayacağımı bile bilmiyorum. Sağıma ve soluma baktığımda, üstten ve alttan beni kuşatan, adlandırılmış her yönden
DevamıÇok sıradan bir gün değildi. Yani her zamanki gibi kimsenin suratına bakmadan, tek selam almadan, ağzımdan bir kelimenin bile kaçmasına izin vermeden
Devamı