Kayalıkların üzerindeyim. Hava sanki benim ruh halimi yansıtır gibi buhranlı… Gri bulutlar, hırçın deniz ve ben, yaklaşacak olan fırtınanın habercisiyiz. Normal kalıbına sokulan herkes yaklaşan fırtınadan kaçarken ben sadece dinliyorum… Tüm o şehrin sesini, soğuktan ve kendinden kaçmaya çalışan insanların anlamsız telaşını; tıkanan trafiği ve onun içinde dönüp duran küfürleri… Ama en çok da kendimi… Tüm o insanların aksine ya da o her zamanki benin aksine bu sefer kendimle yüzleşiyorum. En azından deniyorum. Kıyıya vuran hırçın dalgalar gibi çünkü içim. Kendimden sürekli kaçışımdan şikâyetçi belki, hayatı kaçırışımdan, kendimi kendimden soyutlamamdan; hâlbuki birçok insana kızış nedenimdir beni tanımadan hayatıma burunlarını sokmaları. Ama ben bile, tanımıyorum kendimi.
Hayallerim… Akıl baliğ olduğum andan itibaren kurduğum ama o andan itibaren de yapmaya deli gibi korktuğum düşlerim, umutlarım… Herkes gibi, her şey gibi, herkesin yaptığı gibi, umutlarımın katilleri… Küçükken çevremdi şimdi ise ben oldum. Kendi ellerimle kendimi klasik bir kalıba oturttum. Farklı olmakla ilgili rüyalarımı bana “Farklısın” diyecekler diye ben karanlığa boğdum. Yavaş yavaş kendi kendimin; asıl benin katili oldum.
“Her tanımlama, bir sınırlamadır.” der Andre Suares. Tüm o tanımların içinde sıkışıp kaldım ben de. Kendimi sıkıştırdım aslında. Tıpkı birçoklarının yaptığı gibi. Ama aslolan, bir kere geldiğimiz bu hayatta iz bırakan, tüm o kalıpları yıkıp tanımlamaları hiçe saymakken iz bırakma ümidi taşıyan ben kalıbımdan çıkamaz oldum.
Denizi ve kendimce dünyayı izliyorum artık. Yalnızca bana ve uçsuz bucaksız, özgür, tüm farklılıklarıyla kimseye hesap vermeyen dünyaya ait bir fanusun içinde. Dinlemeyi bıraktım. Sadece dünyaya ve onun kendiliğine özeniyorum.
Buraya kadar. Tüm kalıplarımı yıkıyorum, artık herkes olmak; herkesin giydiği o karamsar gri olmak istemiyorum. Ben artık deniz gibi, gökyüzü gibi, dünya gibi farklılıklarımı yaşamak, asıl beni ortaya çıkartmak ve korkusuz olmak istiyorum.
Ben dünya olmak istiyorum…
Sınırları belirlemek için sınırları zorlamak gerekir ve zorluklara dayanacak sabır.
"Sen, hür adam,
seveceksin denizi her zaman;
Deniz aynandır senin,
kendini seyredersin
Bakarken, akıp giderken
dalgaların ardından."
Orhan Veli