Dört Bin Yıl Önceye Yolculuk: Hammurabi Kanunları

Yasalar, bir toplumun oluşması ve bütünlüklü olarak bir araya gelmesi için hayati düzeyde öneme sahiptir. Tarihin her döneminde farklı toplum, uygarlıklar ve kültürlerde ilgili toplumun karakteristik özelliklerine uygun birçok yasa oluşturulmuştur. Fakat bazı yasalar, belli tarihsel dönemler hakkında ve bu dönemler içerisinde yaşayan toplumların karşı karşıya kaldıkları sorunlar hakkında verdikleri bilgi nedeniyle çok daha önem arz eder. Özellikle günümüzden dört bin yıl öncesi söz konusu olduğunda, bugüne kadar uzanan yasalar; kadim insan topluluklarını anlama konusunda son derece çarpıcıdır. Bu yasalardan biri olan Hammurabi Kanunları, günümüzden yaklaşık olarak dört bin yıl önce 1760’lı yıllarda çıkarılmıştır. Babil ülkesinde Tanrı Samaş tarafından yazdırıldığı iddia edilen bu kanunlar, adaletin toplumlar için önemine doğrudan vurgu yapar. İşte Hammurabi Kanunları hakkında bilmeniz gereken her şey!

Hammurabi Kanunları Nedir?

Hammurabi Kanunları, tarihin en eski ve en iyi şekilde korunarak aktarılmış ilk yazılı yasalarıdır. Mezopotamya’da hüküm süren Babil ülkesinde ortaya çıkmış ve burada uygulanmaya başlanmıştır. Babil mitolojisinde koruyucu Tanrı olarak anılan Marduk adına inşa edilen bir tapınakta taş üzerine yazılmıştır.

Bu kanunlar, genel anlamda Birinci Babil İmparatorluğu’nun altıncı kralı olan Hammurabi’nin çeşitli konularda almış olduğu kararların yazıya aktarılması esasına göre hazırlanmıştır. Kompleks detayların yer alması ve suç nedeniyle ortaya çıkan mağduriyetin giderilmesine odaklanması nedeniyle Hammurabi Kanunları dikkat çekicidir.

Daha önce yazıldığı bilinen Sümer kanunlarından farklı olarak Hammurabi tarafından oluşturulan kanunlarda her bir suç tanımı ve eylemi için farklı farklı cezalar öngörülmüştür. Ayrıca Hammurabi’nin emriyle oluşturulan kanunların bir diğer önemli farkı ise masumiyet karinesini tesis etmesidir. Bu kanunlar suçlu olduğu düşünülen failin yargılanıncaya dek suçsuzluğunu güvence altına alan esaslara dayanır.

Hammurabi Kanunları’nın Özellikleri

Hammurabi Kanunları, birçok özelliği ile daha önce farklı kültür ve uygarlıklarda hazırlanan sözlü ya da yazılı kanunlardan ayrılır. Bu kanunları öncekilerden ayıran en önemli özelliği günümüze kadar neredeyse hiç bozulmadan ulaşmış olmasıdır. Ayrıca kanunların tamamında “kısasa kısas” uygulamasına yer verilmiştir.

Yani çoğunlukla failin işlediği suç, alacağı ceza konusunda belirleyici bir hüküm niteliğindedir. Hammurabi Kanunları’nı bir diğer önemli özelliği ise tarihte bulunan ilk anayasa özelliğini taşımasıdır. Toplamda 282 maddeden oluşan bu kanunlar, toplumun yaşayış biçimini ve suçun tanımını devlet nezdinde düzenlemiştir.

Hammurabi Kanunları, aynı zamanda dönemin ihtiyaçlarını, törelerini, gerekliliklerini ve toplumsal yaşayışı anlamamız açısından da önemlidir. Bu yönüyle de söz konusu kanunlar, tarihi anlamda oldukça önemli bir veri kaynağıdır. Keza kanunların çok büyük bir bölümü dönemin ihtiyaçlarına uygun şekilde hazırlanmış, toplumun genel yaşam tarzı gözetilerek düzenlenmiştir.

Son derece katı, net, belirgin kurallardan oluşan Hammurabi Kanunları, çoğunlukla suç ve suçluya odaklanmıştır. Günümüzde adli suçlar olarak adlandırılan suç kategorisinde oldukça işlevsel ve pratik sonuçlar vadeder. Bununa birlikte Hammurabi Kanunları’nın biricik etkisi adli suçlar üzerine değildir. Aynı zamanda miras, boşanma ve evlilik gibi sosyal konularda da düzenleyici hükümlere ev sahipliği yapar.

Örneğin kanunların 24. Maddesinde açık bir şekilde yaşamını yitiren bir kişinin mirasçılarının sahip olması gereken haklar, devletin de yükümlülükleri çerçevesinde belirlenmiştir. İlgili maddeye göre birinin yaşamını yitirmesi halinde; şehir ya da vali, yani devletin kamusal alandaki karşılığı olan kurumlar, yaşamını yitiren kişinin mirasçılarına ödeme yapmakla yükümlü kılınmıştır.

Ayrıca Hammurabi Kanunları, adli yükümlülüğe sahip olan yargıçlar üzerinde de bazı belirleyici hükümlere sahiptir. Kanunların 5. Maddesinde yargıçların karar verdikten sonra, verdikleri kararı değiştirmeleri halinde sorgulanmalarına yönelik hükümler vardır. Öyle ki yargıcın şaibeli bir karar vermesi halinde, cezasının 12 kat artırılarak yargı kürsüsünden uzaklaştırılması dahi söz konusudur.

Hammurabi Kanunları Nelerdir?

Hammurabi Kanunları, sosyal yaşamın birçok alanında düzenleyici niteliğindedir. Bu durumu örneklerle genişletmek gerekirse; 7 numaralı maddede kiralama ya da satın almaya yönelik ticari konular işlenerek, düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca herhangi bir kişi, yazılı anlaşma veya tanık olmaksızın kiralama ya da satın alma işlemi yaparsa hırsız olarak belirlenir.

Bu tarz durumlarda hırsızlığın cezası ise doğrudan ölümdür. Madde 48 ise borçlanmaya ilişkin detayları içerir. Bu maddede aynı zamanda zirai faaliyetlerin desteklenmesine ilişkin detayların yer alması da dikkat çekicidir. İlgili maddeye göre birinin borçlanarak tahıl ekmesi ve hasat zamanında çeşitli sorunlar yaşaması halinde borçlarının silinmesi öngörülmüştür.

Bu yazımızı da tavsiye ederiz:  SS Ourang Medan'ın Gizemi: Açık denizde tüm mürettabatı ölü bulunmuştu

Borç almaya-vermeye ilişkin düzenlemeler madde 117’de de yer almıştır. 117 sayılı maddede herhangi bir kişinin borcunu ödeyememesi halinde karısını ve çocuklarını satması resmi hale getirilmiştir. Fakat bu durum 3 yıl ile sınırlı olarak kabul edilmiştir. Yani borçlu olan kişinin çocukları ya da karısı 3 yıl süreyle alacaklının hizmetinde çalışır. 3 yılın sonunda ise adam, karısı ve çocukları özgür bırakılır. Aynı zamanda adamın borcu silinir.

Hammurabi Kanunları Neden Önemli?

Hammurabi Kanunları, birçok açıdan tarihi anlamda önemlidir. Bu kanunların tarihe ve Mezopotamya bölgesindeki uygarlıklara en önemli etkisi yazılı olmalarıdır. Yazılı bir niteliğe sahip olmaları nedeniyle aynı zamanda ilk kapsamlı anayasa olarak kabul edilir. Sosyal, ticari ve adli anlamda düzenleyici niteliktedir. Birçok hukuksal alanda ve belli başlı konularda yükümlülük verici bir etkiye sahiptir.

Ayrıca Hammurabi Kanunları, dönemin yaşam biçimini ve toplumsal ilişkiler ağını anlamamız açısından da önemlidir. Bu kanunlar, yaklaşık olarak 2 metre boyunda silindir biçiminde bir taş üzerine çivi yazısı ile yazılmıştır. Hammurabi’nin bu kanunları Tanrı Samaş’ın yazdırdığını söylemiştir. Dolayısıyla kanunlar, sadece Hammurabi’nin sözsel etkinliğini ve karar gücünü içermez. Aynı zamanda bu kanunlar, tanrı tarafından bildirilen ve ilahi niteliğe sahip olan kararlardır.

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Tarih Kategorisinde Son Yazılar