Ah Sevdiğim; bak takvim yapraklarına, üzerinden kaç gün geçmesine rağmen seni unutmayan, seni daha görmeden, sesini duymadan, seninle tek bir kelime dahi konuşamadığı halde seni bunlarca gündür seven, küçücük bir ümide sarılıp bekleyen bir Ben var. Bir izin verir misin kendimi tanıtmama? Yüreğimden geçen nice nameleri yazdım sana. Bir sınav gecesi yine seni düşünmekten uyuyamayışım ve gönlümün sana duyduğu sevda ile yazmıştım sahibi olduğun mektubunu. Ah Sevdiğim ne olur anla beni, anla yüreğimden yüreğine dökülen aşkımı kelimelerle ifade etmeye çalıştığım halimi, çarpıntımı duy Sevdiğim yüreğinde hisset. Aşkından kör olan gözlerimi yüreğine beni alarak tedavi et. Gözlerim senden başkasına kör olmuşsa benim tek göreceğim yüreğinde benim olan yerim. Bana da bir yer ayırır mısın gönül âleminde? Sen gönül sarayımın sultanı, sancımın ana kaynağı, sevdasına yandığım, yollarına düştüğüm, Rabbimden hakkımda hayırlısı olarak seni dilediğim sevdiğimsin Sevdiğim. Ne olur bir izin ver kendine de görüşelim en müsait ve olması gerektiği gibi uygun koşullar altında. Ne ben seni böyle tanıyabilirim ne de sen beni anlayabilirsin sessiz sinema misali geçen şu günlerin dilsizliği içinde. Bir dinle beni, dinle yüreğimdeki sancılı sesi, heyecanımı sen de hisset. Gör Sevdiğim aylardır bir kalbin içine sığdırabildiğim sana olan hasretimi. Aç kapılarından birini bana yüreğinin, izin ver de tanıtayım anlatayım yüreğimde kopan fırtınaların hali dilini. Nice mektuplar yazdım, nice yazılar paylaştım sahibi olduğun gönlümden sana ithafen bu sayfada. Ah Sevdiğim; yüreğimi sensizlik günlerine daha fazla mahrum etme, atma beni hasret mahzenlerine. Bir haber ver, bir ziyaret et. Evet de, evet bunca zamandır beklediğin yüreğine yüreğimde öyle bir yer ayırdım ki özlemine, gözyaşlarına değecek hepsi de. Bundan sonra karşılıklı geçecek hasret dolu günler, ümit bekleyen sadece sen değil ben de olacağım de. Bundan sonra ne ben varım ne de sen. Biz varız artık. Bizim hasretimiz, bizim gönlümüz, bizim ateşimiz yanmakta olan, sönmeyecek olan. Biziz dualarda ellerimizi semaya açan, Rabbimin beni sana seni bana hayırlı bir eş olarak nasip etmesi duasıyla Sevdiğim…
O ilk sevdiğim günden sonraki her gün daha da bir sarılıyorum sana. Niyeti – kalbimi açmak istiyorum. Hasretine feda ettiğim günlerimin sesini ve yüreğimdeki Ah Sevdiğim deyişimin dilini sana duyurmak istiyorum. Seni seninle konuşmayı, beni sana anlatmayı, biz olmayı, birbirimizin Sevdiği olmayı, beraber bir arada yaşamayı ancak ve ancak birlikte muhabbetimizle kararlaştırabiliriz. Bizi birbirimizle beraber anlayabiliriz. Ah Sevdiğim, içimdeki hasret fırtınasından kopan hüzünlerimi sarılarak saadete çevir. Hasret fırtınasından birliktelik baharına güneş gelişin ile doğacak. Susuzluğum gözlerindeki deryaya bakamadığım günlerse eğer, gittikçe artan susuzluğumu gözlerimizi birbirimize açarak ve diğer herkese kapayarak giderebilirim Sevdiğim. Hüzün Yanığı kitabında yazan şu sözlerle sesleniyorum sana: “Kaderimize boyun eğip sabır dokuyarak yüreğime, dua okuyarak her namazımda, bekleyeceğim seni. Senden tek ricam, beni senden habersiz koyma olur mu?”