Yüzyıllardır üretilmiş olan ve büyük bir ivmeyle katlanmaya devam eden insanlığın ortak bilgi birikiminin aktarılmasında en önemli taşıyıcı yazıdır. Yazının icad edilmesi insanlık için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bir insanın bilgi edinebilmesinin sadece kendi ömrü ve çevresiyle sınırlandırılması ortadan kalkmıştır. Kendisinden yüzyıllar önce yaşamış birinden ders alabilir, hayatında hiç deniz görmemesine rağmen bir gemicinin sulara açılıp yaşadıklarını anlattığı anılarını okuyup onun için heyecanlanabilir ve bu okudukları üzerine hayaller kurup fikirler edinebilir artık. Bu nedenle de tarihteki büyük medeniyetlerden bahsettiğimiz zaman bu medeniyetlerin yükselmesini sağlayan kütüphaneler bir bir karşımızıa çok çıkıyor ve doğal olarak insan hepsini okumak istiyor. Hızlı okuma belki buna bir çare olabilir.
Özellikle günümüzde internet gibi bir iletişim kanalı aracılığıyla sadece yazı değil görsel, işitsel kaynaklardan da zaman ve mekan sınırı söz konusu olmaksızın faydalanabiliriz. Ama gelin biz sadece yazı üzerinde duralım. Okuyucu açısından baktığımızda artık istediğiniz kitabın elektronik versiyonuna sahip olabilmek birkaç tık ötenizde ve bu kitaplar için dev kitaplıklara gerek yok. Bir elektronik kitap okuyucuya normalde bir kütüphaneyi doludurabilecek kitapları sığdırmak mümkün. Bu durum yayıncılar ve kitabevleri içinse birçok kolaylık getiriyor. Artık kitapların basılması için dev matbaalara gerek yok. Tabi ben kitap okuyorsam kokusunu ciğerlerimde hissetmem gerekli diyen okuyucuların sayısı da bir hayli fazla.
Hızlı Okumak Mümkün Mü?
Tüm bu kolaylıkların yanında bir insanın kendini geliştirebilmesinin sınırı yine kendi okuma kapasitesinde bitiyor. Bu yüzden bir insanın okuma hızını arttırmak istemesi en doğal hakkı. Hatta bunun için de bir sektör kurulmuş durumda. İnsanlara dakikada 2000-3000 kelime hızla okuyucaklarını söyleyen kişiler veya eğitim merkezleri var. Bu sayılar her ne kadar imkansız gibi görünse de bir kişinin okuma hızını iki-üç katına çıkarması bile hayatında müthiş bir kolaylık sağlayacaktır, özellikle beyin işçileri için. Normalde 3 saatte okuduğumuz bir yazıyı 1 saatte okursak geri kalan 2 saat nasıl değerlendirilmez ki? Tabi bir de önümüzde dağ gibi büyüyen edebiyat klasiklerini de okuyabileceğimizi düşündüğümüzde insanın heyecanlanmaması elde değil.