Büyük İskender’in hayatı, kısacık yaşamında elde ettiği sayısız askeri başarı ile birçok filmin konusu ve birçok fikrin ise ilham kaynağıdır. Tarihin gördüğü en muhteşem komutanlardan biri olan Büyük İskender, henüz 33 yaşında yaşamını yitirdiğinde arkasında efsanelere konu olacak sayısız başarı bırakmayı başarmıştı. Bilinen dünyanın üçte birini fetheden İskender, Antik Yunan dünyası üzerinde çok büyük etki gösterdi. Felsefenin gelişimini derinden etkileyen efsane imparator, Helenistik dönemin başlangıcında rol oynadı. 20 yaşındayken tahta geçen İskender; özellikle Balkanlar, Güney Asya ve Kuzeydoğu Afrika’da elde ettiği zaferlerle insanlık tarihine adını yazdırdı. İşte tüm bilinmesi gerekenleriyle tarihin gördüğü en büyük imparatorlardan Büyük İskender’in hayatı ve başarı hikayesi!
İçindekiler
Büyük İskender Kimdir? Büyük İskender’in Hayatı
Büyük İskender’in M.Ö. 20 Temmuz 356 tarihinde Yunanistan’ın Pella kentinde doğduğu düşünülmektedir. Henüz çok genç yaşta tahta çıkan İskender, tahtı babası II. Filip’ten devralmıştır. Antik dönemin en büyük imparatorluğunu inşa eden İskender; Yunanistan’dan Hindistan’a kadar uzanan devasa bir toprak parçasına hükmetti.
Büyük İskender’i bu denli efsanevi kılan özelliği ise tüm yaşamı boyunca girdiği hiçbir savaşı kaybetmemesiydi. Birçok tarihçi tarafından tarihin gördüğü en büyük komutan olarak kabul edilen Büyük İskender’in hayatı Aristoteles ile tanışmasıyla oldukça önemli bir dönüşüme uğradı. 16 yaşında dönemin en büyük filozofu olarak kabul edilen Aristoteles’ten eğitim alan İskender, aynı zamanda İskender’i akıl hocası olarak gördü.
Erken Dönem Yaşamı ve İsmi
Büyük İskender’in hayatı kadar merak edilen bir diğer konu da isminin nereden ve nasıl geldiğidir. İskender’in kendi dilinde, yani Grekçe adı Aleksandros’tur. Bu nedenle Avrupa’da III. Alexandros olarak anılır. İskender ismi, Arapçadan Türkçeye geçmiştir. Ayrıca İskender’in lakabı Grekçe “Büyük” anlamına gelen “Megas” ön adıyla anılır. Yani; Alksandros ho Megas şeklindedir.
İskender, oldukça soylu bir aileden gelmektedir. Babası Filip, Makedonya kralı, annesi Olympias ise; Epir Kralı Neoptulemus’un kızıdır. Babası Filip’in 8 kardeşi olmasına karşın, imparatorluğu devralması İskender’in yaşamı açısından en önemli dönemeç noktasıdır.
Bununla birlikte günümüzde ve antik dönemde İskender’in doğumu ve gençlik yılları hakkında birçok efsanevi anlatı bulunur. Bunlardan en dikkat çekeni Yunan tarihçi ve biyografi yazarı Plutarhos’un anlatısıdır. Plutarhos’a göre İskender’in annesi Olympias, rüyasında dört bir yana alevler saçan bir çocuk doğuracağını görmüştür.
İskender’in çocukluk yılları ise çok büyük oranda babasının ve ailesinin önemli desteğini arkasına alarak geçti. Babası Filip İskender’in ülkenin en önde gelen bilginlerinden ve filozoflarından ders almasını istiyordu. Bu doğrultuda önce Platon’un Akademi’sinde görev alan Speusippos ve Isokrates gibi ünlü alımlarla görüştü.
Fakat Filip en nihayetinde Büyük İskender’in hayatı açısından oldukça belirleyici olacak Aristoteles’te karar kıldı. Filip Aristoteles ile bir anlaşma yaparak, Aristoteles’in memleketine yatırımlar yaptı ve kölelerin özgürlüğünü elde etmesini sağladı. Bu anlaşma sonucunda İskender Aristoteles’ten; din, mantık, sanat, felsefe, ahlak ve tıp eğitimleri aldı.
Tahta Çıkış ve İktidar Dönemi
Büyük İskender’in hayatı açısından en önemli dönemeç, babasının kral olduğu Makedonya’da iktidarı kazanmasıdır. İskender’in tahta çıkışı, oldukça zorlayıcı ve çetrefilli bir süreçtir. 8 kardeş olan babasının bile tahtı kazanmış olması çok büyük spekülasyonlara sebep olurken İskender’in babasının ölümüyle birlikte tekrardan iktidarı elde etmesi, rakipleriyle çetin bir mücadeleye girişmesi anlamına geliyordu.
Tahtta hak iddia eden rakiplerini bir bir saf dışı bırakan İskender, bazı kuzenleri ve akrabalarını da idam ettirdi. İktidarı ele geçirmesiyle birlikte sadece 10 yılda tek bir muharebe mağlubiyeti bile almadan sürdüreceği imparatorluğun başlangıç noktasıydı. Kendi adına altın sikkeler bastıran İskender’in sikkeleri, herhangi bir zarar görmeden bugüne kadar ulaşmıştır.
İskender’in iktidar sürecinde erken dönemi oldukça kısa bir süreye tekabül eder. Sadece 10 yıl iktidarda kalan ve daha sonra yaşamını yitiren İskender, ilk yıllarında Balkanlar üzerine sefer düzenlemiş ve Trakya’yı büyük oranda ele geçirmiştir.
Balkan ve Asya Seferleri
Büyük İskender’in ilk seferinde Balkanlar coğrafyasını tam anlamıyla egemenliği altına alması son derece kısa sürmüştür. Bununla birlikte özellikle Yunanistan coğrafyasında İskender’e karşı çok büyük tepkiler olmuş, birçok isyan çıkmıştır. Fakat ilerleyen dönemde Yunanlılar da İskender’e karşı büyük saygı duymaya başlamış ve İskender’in imparatorluğunu benimsemiştir.
Yunanlılar, polis devlet kültürüyle yaşamalarına karşın imparatorluk bilincine hızla adapte olmayı da başarmıştır. Bununla birlikte İskender’in hedefi Balkan coğrafyası ya da Anadolu değildir. Anadolu’yu çok büyük oranda el geçiren İskender’in asıl amacı Persler üzerine bir sefer düzenleyerek yakın Asya’yı ele geçirmektir.
Bu hedef doğrultusunda İskender’in M.Ö. 334 yılında 30 bin piyade ve 5 bin atlıdan oluşan ordusuyla Persler üzerinde sefere çıktığı rivayet edilir. Batı Anadolu üzerinde etkisi iyice güçlendiren İskender, daha sonra Akdeniz kıyılarına yönelmiş ve Akdeniz kıyı şeridini de imparatorluğun topraklarına katmayı başarmıştır.
İskender’in Asya ve Kuzeydoğu Afrika’ya yönelmesiyle birlikte bu bölgelerde bulunan birçok medeniyet de Makedon İmparatorluğunun bir parçası haline dönüşmüştür. İskender önce; Doğu Akdeniz ve Suriye’yi daha sonra ise dönemin en büyük uygarlıklarından olan Mısır’ı imparatorluğun topraklarına katmıştır. Daha sonra tekrardan Asya’ya yönelen İskender; Asurya ve Babil’i de ele geçirmeyi başardı. Son olarak Hindistan’ı da fethetti.
Büyük İskender’in Ölümü
İskender’in hayatı; birçok dönemeç noktası, sayısız askeri başarı, çok büyük tesadüfler ve güçlü ilişkilerle doludur. Buna karşın büyük imparatorun ölümü de aynı şekilde son derece çarpıcı olmuştur. Sadece 10 yılda imparatorluğunun antik dünyanın en büyük devleti haline dönüştüren İskender, henüz çok genç yaştayken yaşamını yitirdi.
M.Ö. 323 yılında Basra Körfezi üzerinde yeni şehirler inşa etmeyi amaçlarken 33 yaşında yaşamını yitirdi. İskender’in Babil Sarayı’nda öldüğü düşünülmektedir. Ölüm sebebi üzerine çeşitli spekülasyonlar olmakla birlikte İskender’in fetihler sonrası verilen bir ziyafette çok fazla alkolün alındığı bir yemeğin ertesi günü yaşamını yitirdiği rivayet edilir.