Hemen hemen herkes bilim kurgu filmlerini, çizgi filmlerini izleyerek büyümüştür. Kimi zaman izlediği karakterlerin büyüsüne kapılmıştır. Çeşitli hayâller kurmuştur kendisini kahraman hissettiren, insanlığı kurtarabilecek olan. Peki hiç düşündünüz mü bu olağanüstü güçlere sahip insanların olduğu filmlerin kaynağını? Aslında bu tür filmlerin kaynağı milletlerin kültürlerine katkıda bulunan her defasında hayretlerle dinlediğimiz mitolojik hikâyelerden geliyor. Mit sözcüğü gerçekte doğru olmayan bir olay veya anlatı için tercih edilir ve çoğunlukla bir yanlışlık, doğru olmayan unsur vurgusu barındırır. Söylence bilimi olarak tanımlandığından da -loji ekini alır. Çoğu dinde mitolojinin çok önemli ve öncelikli bir yeri bulunur. Mitoloji, çoğu dinde oluşumdaki tarihi olayların figürleştirilmesi ile oluşabilir. Bundan dolayı olacak ki bütün insanlığın kültüründe ve insanlığın yaşayış biçiminde olduğundan filmlerin en vazgeçilmez konu kaynağıdır.
Bu metnimde sizlere Yunan Mitolojisinin en gözde kahramanlarından birisi olan Kassandra’nın hikâyesini anlatacağım.
Kassandra, Troya Kralı Priamos ve Hekabe’nin en güzel olduğu söylenilen kızıdır. Truva Savaşı’nı yaşamış ve savaşta ağabeyi Hektor’u kaybetmiştir. Bu olaydan sonra da içine kapanmış kendini tamamen dine adamıştır. Öyle ki en büyük arzusu dine hizmet amacıyla rahibe olmakmış. Bir diğer arzusu ise kimse büyük acılar görmesin diye geleceği görmekmiş. Ama bu isteği sonradan kendisini öyle zor durumlara sokmuş ki… Neyse, gel zaman git zaman derken, Güneş ve kehanet tanrısı Apollon Kassandra’ya tutulmuş. Lâkin bir sorun varmış, Kassandra’nın tek amacı rahibe olmak olduğundan bekâret yemini etmiş. Apollon, onu o kadar sevmiş ki, rahibelik isteğinden vazgeçmesi, kendisi ile evlenmesi şartıyla Kassandra’ya geleceği görme özelliği verecekmiş. Kassandra bu durumu kabul etmiş fakat bu vazgeçiş sadece geleceği görebilmek içinmiş. Evlilikten sonra, bu durum Apollon tarafından anlaşılmış ve Kassandra’yı bırakmakla yetinmemiş, aynı zamanda Kassandra’ya hayat boyu acı çektirecek olan bir lanet vermiş. Kassandra geleceği görecek ama sonuçlarına kimseyi inandıramayacaktı. Üstüne üstlük aşağılık bir kadın olarak görülecekti.
Gerçekten de öyle oldu. Troya Savaşı’nı ve savaşın sonucunu görmesine rağmen kimseyi gördüğü şeylerin yaşanacağına inandıramadı. Çaresizlikle savaşın başlamasını ve olaylarını izlemek zorunda kaldı. Aias denilen bir Yunan askeri tarafından Truva Savaşı’ndan hemen sonra Athena’nın Tapınağı’nda kendisine tecavüz edildi. Daha sonra da Agamemnon’un savaş esiri olarak Sparta’ya gitti. Ancak Agamemnon’un kıskanç karısı Clytemnestra tarafından güzelliği sonucu öldürüldü.
İşte böyle… Herkesin belki de istediği bir yetenek Kassandra’nın sonu oldu. Hikâyesi kitaplara ve filmlere konu oldu. Psikolojide ise, geleceğe dair başkalarını uyarmasına ve doğruları söylemesine rağmen kimseyi kendine inandıramama durumuna Kassandra Kompleksi adı verildi.