”Artık solmasın bahçeler yeşerip can bulsun
Artık bu bahçelerde bülbüllere yer olsun
Artık sevenler sevilelenler le dolu bir dünya kurulsun”
diyen, bu sevgi toplumunu dileyen, Türk Musikisinin bestekarı ve yorumcusu, Doktor Aleaddin YAVAŞÇA…
1926 yılında Kilis’te doğdu, ilkokul ve ortaokulu Kilis’te okudu. Kendi söylemi ile müziğe ve sanata alakasının başlama hikayesi beni epey şaşırttı. Süt çocukluğu döneminde sürekli ağlayan bir çocuk olan Yavaşça’nın babası çözümü eve gramofon almak ile bulur(Oğlu ağlarken sesini bastırmak için). Yanı sıra da Tanburi Cemil Bey’in bir plak serisini alır ve Yavaşça ağladığı sırada plağı çalmaya başlar ama plaktaki taksim boyunca oğlunun sustuğuna şahit olur. Plak sustuğu anda ise Yavaşça ağlamaya devam eder, musiki başlayınca ise yine susup dinlemeye başlar. Hal böyle olunca Yavaşça ağladığında musiki başlar, musiki başladığında Yavaşça susar. Bunun yanında babasının her gün kuşluk vaktinde okuduğu Kuran-ı Kerim’in kendisinde tesirinin büyük olduğunu düşüyor, musikiyi bu açıdan tanımaya ve içselleştirmeye başladığından bahsediyor. Yavaşça’nın ablası Salime hanımın çaldığı ud ve abisinin güzel sesi onu büyüten ninniler olmuştur çocukluğu süresince.
Yavaşça henüz 8 yaşındayken Münir Nurettin’in plağa okuduğu eserleri ezberler. Bir gün babasının çok yakın arkadaşı öğretmen Zihni Çelikalp evde Yavaşça’dan 3.SELİM’in Yörük Semaisi’ni eksiksiz dinleyince şaşırır. Bunun üzerine hemen ertesi gün Yavaşça’ya keman eşliğinde Batı Müziği dersleri vermeye başlar. Lise hayatında edebiyat öğretmeninin evindeki meşklere katılan Yavaşça burada bir sürü önemli isimle tanışma görüşme fırsatı bulur. Onların içinde Yahya Kemal, Fuat Köprülü gibi isimler de yer alır. Yine yakın zamanlarda bu meşkler ile dostluk kurduğu insanların aracılığı ile ünlü bestekarlar Sadettin Kaynak ve Munir Nurettin ile tanışır, onlar vesilesiyle kendini oldukça geliştirerek 1950’de radyonun solistlik imtihanını kazanır. Radyoda ise ruhuna en büyük tesiri yapanın Zeki Arif Atairgin hoca olduğunu söyler. Tıp hayatının başladığı sıralarda ise pazartesi geceleri İbnül Emir Mahmut Kemal’in evinde meşklere devam eder. Bu musiki ve sohbet gecelerinde öğrendikleri nedeniyle orayı bir hayat üniversitesi olarak tanımlar.
Aleaddin Yavaşça bestekarlık döneminden önce ses ve yorum yeteneği ile tanınır. Yavaşça’ya göre besteler ruhsal bir birikim sonucu olarak ortaya çıkar, bir tek hatıra ile beste yapılmaz. ”Anıların birikip taşacağı evre beste yaptığınız evredir ve bir besteyi tamamlayacak olan iyi bir güfteye ihtiyacı vardır’‘ der Yavaşça ve böyle bir anda bir besteyi tamamlamasının bir saatten daha uzun sürmediğini ifade eder. Gece uyurken aklına gelen bir melodiyi tembellik edip yazmazsa unutur ve aynısını yakalayamaz, bu yüzden hemen kalkar ve tespit eder. Rahatül Ervah takımını besteleyişi ise buna bir örnektir. Boğaziçi eseri ise bir gün canlı bir radyo neşriyatına konu olur.
Tüm bu bestelerin ve eserlerinin yanında Yavaşça 39 yıl çok başarılı bir doktorluk hayatı geçirir. Bir mecliste üniversitedeki hocası Prof. Tefik Remzi Kazancıgül önünde şarkı söyleyince, meşk sonrası hocası, onu odasına çağırır. ”Senin hekimliğinin inkişafının yanında musiki istidadın da körelmemesi ve himaye edilmesi lazım.” der. Tıbbiyeyi bitirmek üzere olan ve güzel bir ihtisas yapmak isteyen Yavaşça bu tesadüf sayesinde hocasından kabul alarak yanında Kadın Doğum ihtisasına başlar ve 1955 yılında Kadın Doğum Mütehassısı olur. Askeri hizmetini Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi’nde yapan Yavaşça sırayla, Zeynep Kamil Doğumevi, Taksim İlk Yardım Hastanesi, Şişli Etfal Hastanesi’nde baş asistanlık ve şef muavinliği görevlerini yapmış, 1969 yılında açılan Vakıf Gureba Hastanesi şeflik imtihanına girmiş, imtihanı kazanıp o tarihten 1976 yılına kadar adı geçen hastanede Kadın Doğum kliniği şefliği yaparak, bu hastanede olmayan Kadın Doğum bölümünü kurmuştur. 1976 yılında Haseki Hastanesi Kadın Doğum şefliğine atanmış ve bu sürede birçok Kadın Doğum Mütehassısları yetiştirmiştir. 1985 yılında aynı hastanenin başhekimi olmuştur. Yavaşça’nın ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmış 54 bilimsel neşriyatı(makalesi) bulunmaktadır. Eş zamanlı olarak Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nın kuruculuğu sırasında önemli görevler üstlenir ve Ses Bölümü başkanlığını sürdürür. 2005 yılında buradaki görevinden ayrılarak Haliç Üniversitesinde göreve başlar.
İcracılığı ve doktorluğunun yanında 633 civarında bestesi vardır. Yurt içi ve yurt dışında birçok konsere katılmış olan Yavaşça, ABD’nin bazı kuruluşlarınca davet edilmiş ve bu davetlerde beş konser vermiştir. BBC’nin Musiki Festivali’ne de davet edilmiş ve üç konser vermiştir. Aleaddin Yavaşça hem musiki hem de tıp alanında gerçekten önemli bir yer edinmiştir.
Çalışmaları ile ben ve benim gibi tıbbiyelilere ve birçok insana örnek teşkil ediyor. İnsan yaptığı her işte gönlünü ortaya koyarak emek harcayarak ve çoğu zaman fedakârlıkta bulunarak en iyisini ortaya koymak gerektiğini gösteriyor. Yavaşça’nın musikimize kazandırdığı eserler ve güfte tercihleri gerçekten okumaya ve dinlemeye değer. İşte onlardan bazıları ;
DALGIN GECELER EL ELE GELDİK (YAHYA KEMAL BEYATLI)
GELDİ KUŞLARA YEŞİL DALLARA YAZ (CENAP ŞAHABETTİN)
GÜLEN GÖZLERİN MANASI DERİN (ALAEDDİN YAVAŞÇA)
SAKIYA MEY SUN Kİ BİR GÜN LALEZAR ELDEN GİDER (FATİH SULTAN MEHMET ‘AVNİ’)
AŞKIN HUDUDUNU AŞTI MURADIM (CEMAL SAFİ)
ELİMDE SUKUTUN NABZINI DİNLE (NECİP FAZIL KISAKÜREK)
BİR SENCİLEYİN RUHLARI GÜL YAR ELE GİRMEZ (KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN)
CAN ELLERİNDEN GELMİŞEM FANİ MEKANI NEYLEREM( ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI)
UZUYOR YILLAR GİBİ DAKİKALAR SEN YOKSAN (ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN)
Kaynakça
http://projetsm.com/
http://www.alaeddinyavasca.com/
https://www.turksanatmuzigi.org/sanatcilarimiz/bestekarlarimiz/prof-dr-alaeddin-yavasca
Hem mûsikîde hem tıbbî alanda yüce bir şahsiyet olan Alâeddin Yavaşça’yı anlatan bu yazıyı gördüğümde, gözlerim şenledi ve yazıyı okumaya koyuldum.Bu güzel yazı için size teşekkür ederim Fatma Kübra Hanım.Böyle nitelikli bir yazının bir hekim adayının elinden çıkması da ayrıca tebriğe şayan.Diğer yazılarınızı da okumaya gayret edeceğim.Esenlikler dilerim.Kalbî selâmlarımla,sevgilerimle.