Efenim plaka zırh yekpare metal plakalara şekil verilmesiyle üretilen bir zırh biçimidir. 15. yüzyıl başında ortaya çıkıp 500 sene gitmiştir. İlk olarak Kuzey İtalya-Güney Almanya arasında bir yerde kendini göstermeye başlayan plaka zırhta bu iki bölge uzun süreler boyunca farklı ekoller misali tarzlarını ayrı tutmuşlardır. Erken plaka zırhta iki ekol vardır. Gotik (Alman) ve Milan usulü (İtalyan).
Tarzlar farklı olsa da bu iki ‘ekol’ birbirinden ayrı değildir, biri diğerinin gelişimini takip ederek ortaklaşa evrilmişlerdir. 16. yüzyıl başında, İmparator 1. Maximilian döneminde, adıyla anılan yivli bir zırh türü ortaya çıkar. Gotik zırh ekolü bir süre bu furyaya kapılır.
Bu furya pek uzun sürmez ve yivli zırh 1540-50 gibi ününü kaybeder. Askeri alandaki değişimler zırha da yansımaktadır, yapısı daha pragmatik, basit tasarımlar öne geçmektedir. Yarım ve ‘üç çeyrek’ zırh, klasik formu ortadan kaldırmaya başlar. Baldır, ayak, el kol zırhı kaybolur.
Bu dönemde zırh formu farklılığını çoğunlukla kaybetmeye başlar, fark dekorasyon biçimi ve ufak detaylardan belli olmaya başlar. İtalyanlar alçak rölyefli ‘Pisa işi’ olarak anılan zırhlar ortaya koymaya başlarken, Almanya’da ‘siyah beyaz’ zırhlar popülerlik kazanmaya başlar.
Belirtmekte fayda var, bu dönemki zırhlar artık kişisel araçtan daha çok toplu üretim standardına girmeye başlamışlardır. Ordu şekli değiştikçe zırhın görsel fonksiyonu da azalmaya başlar. Alman siyah beyaz zırhların birbirine benzerliği ve görece basitliği böyle yorumlanabilir.
Öyle ki toplu üretim zırhlar ‘Almain rivet’ (mealen Alman işi) olarak anılmaktadırlar. Zırhların kararmaya başlaması ise paslanmayı önlemek için uygulanan katran kaplamasının, Kuzey ordularında ekipman standardizasyonu maksadıyla yönetmeliklerce zorunlu hale getirilmesindendir.
Tabii o dönem iletişim kolay olmadığından bütün bir standart beklememek gerek. Genel hatlarıyla tarihçe böyle ilerlese de köhneliklere, tuhaflıklara rastlanabilir. 17. yüzyılda kara zırh neredeyse her yerde revaçta olur. Tabii silahlar yaygınlaştıkça zırh önem kaybetmektedir.
18. yüzyıl ile plaka zırh çoğunlukla önemini kaybetmiştir. Göğüslük (cuirass) ile miğfer çeşitleri halen görülse de bunlar sadece ‘Cuirassier’ birimlerinde bulunmaktadır artık. Plaka zırh kendini prestij sembolü mevkiinde bulmuştur.
Göğüslük ve miğfer ikilisi 18. ve 19. yüzyılları badiresiz atlatsa da ağır süvari birimleri ve önemleri zamanla azalmaktadır. 1. Dünya Savaşı’na gelindiğinde ciddi cuirassier birlikleri sadece Fransa’da kalmışlardır. Ki Fransızlar 1. Dünya Savaşı’na Napolyon kafasıyla girerler.
Kamuflajlı orduların karşısına mavi ceketli, kırmızı pantolonlu asker yollayan, hatta (yanlış hatırlamıyorsam) bunun aleyhinde bir önergeye ‘Kırmızı pantolon Fransa’dır’ diye çıkışan Fransız ordusu sonradan zokayı yutsa da plaka zırh savaş ilerledikçe tekrar popülerlik kazanır.
Portatif otomatik silahlar yaygınlaşmadığından, siper akınlarında ve savunmalarında çoğu asker tüfek yerine tabanca, revolver gibi delici kabiliyeti düşük silahlar kullanmaktadırlar. Yani zırh tekrar önem kazanır. Zırh bu süreç boyunca tekrar yaygınlaşır, teoriye burnunu sokar.
Efendim, plaka zırh, 1. Dünya Savaşı’nda jübile yaparak tarihin tozlu sayfalarına geçer. Sovyetlerin 2. Dünya Savaşı’ndaki denemeleri müstesna, artık çelik yelek dönemi başlamıştır ki o bizim konumuz değildir, zaten konudan fena sapmışızdır. Sürç-ü lisan ettiysek affola.
Konuk Yazar: Baruthane (Twitter: @falyatavasi).