Bilgisayar Bağımlılığı

Sanal İkilem: Bilgisayar ve Telefon Bağımlılığı

/

Ne Kadar Uzak?

    Uzaklık. Günümüzde değerini kısmende olsa yitirmiş kelimelerden birisi dersem yanılmış olmam herhalde. Peki neden mi?

   Telefonlar, bilgisayarlar, televizyonlar ve bir çok teknolojik alet artık dünyanın evimize, çantamıza hatta avucumuza sığacak kadar küçülmesini sağladı. Bir şey mi merak ettik? Doğrudan iki tıkla öğrenebiliyoruz. Uzaktaki bir yakınımızı mı özledik büyük bir çaba harcamadan yüzyüze sohbet edebiliyoruz. E böyle bir durumda artık uzaklık soyut bir kelime olmuş olmuyor mu?

Ne Kadar Yakın?

   Bizler artık yüzlerin, kısacası insanların sosyal alemde olduğu gibi göründüğünü sanıyoruz. Mesela kendimize  şunu sorarak başlayabiliriz: “Yanımızdaki insanı ne kadar tanıyoruz? Onun saç rengini, göz rengini veya en basitinden tebessüm ettiğinde yüzünün aldığı şekli ne kadar biliyoruz?” Şimdi sosyal medyadaki halini söylemekle olmaz. 🙂

   Sokakta yürüyorken telefon, arkadaşlarla buluşunca telefon, durakta beklerken telefon ve bunlar akla ilk gelenleri. Kendimizi adeta yalnız bırakıyoruz. Set çekiyoruz gerçek dünyaya. Kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakmaktan daha mı cazip telefona bakmak?

   Peki kuşların sesi gerçekten hoparlördeki gibi mi? En son ne zaman kulağımızı doğaya açtık? Biz yanımızdan uzaklaşıp giden doğayı telefonda kaybettik. Çünkü telefon bize uzağı yaklaştırmıştı ama yanımızdakileri uzaklaştırdığını göremedik.

Boyun Eğmek(!)

   Kendimize modern çağın köleleri desek acaba haksızlık etmiş olur muyuz? Sahibi olduğumuz teknolojik aletlerden başımızı kaldırmıyoruz. Sadece onlara odaklanıyoruz ve onlara göre hayatımızı planlıyoruz. Sırf onlara sahip olabilmek için kendimizden kısıyoruz. Daha bir yılı doldurmadan gözümüzdeki değeri düşen şeyler için değer mi? Halbuki yenisini alabiliriz. Arkadaşların yenisini alabilir miyiz? Ya ailenin  yenisini…

telefon bağımlılığı

   Eğer bir gün telefona bakmaktan zamanınız olursa etrafınıza bakmayı öneririm. O zaman neden boyun eğmek dediğimi daha rahat anlayabilirsiniz. Küçük bir ipucu vereyim size. Telefona bakarken nasıl duruyoruz, boynumuz eğik değil mi, sanki bir şeyin önünde eğilmiş gibi değil mi?

Ya Bilgisayarlar…

   Her ne kadar telefonları bilgisayarlara göre daha çok kullanıyor olsakta, bilgisayar da bizim için fazlasıyla zararlı. Örneğin sosyal ilişkilerimiz zayıflıyor, aile ilişkilerimiz bozuluyor, uyku düzensizliği oluyor… İşte buna bilgisayar bağımlılığı deniyor. Bunlar sadece birkaçı. Fiziksel zararlarıyla birlikte bilgisayar ve onun kardeşleri bizim için tehlikeli aletlere dönüşüyor. Zaten bilgisayar bağımlılığı derken telefonlar da kastediliyor. Hele sosyal medyayı atlarsak her şeyi atlamış oluruz.

Ne Demek İstedim

   İnternet ve dolayısıyla sosyal medya hayatımızın artık değişilmez bir parçası oldu. Fakat bizler bazen faydalanmak yerine bir bataklığa saplanmışçasına saatlerimizi bize faydası olmayacak şeylere harcıyoruz. Yoksa en başta belirttiğim gibi bizleri sevdiklerimize kavuşturan da aynı şey değil mi? İşte sanal ikilem dediğim çıkmaz. Artık kendimizi çıkmaza değil de bize faydalı olacak yollara götürmenin zamanı gelmedi mi?

   Sanal ikilemden kurtulmak çok kolay değil ama bunu başarabiliriz. Yeterki etrafımızdaki güzellikleri ve sevdiklerimizi görelim. Bunu başarabiliriz.

422 Arkadaşım Var Ama Yinede Yalnızım :O

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Deneme Kategorisinde Son Yazılar

Uzun bir aradan sonra

Parlak Jurnal serüveni birkaç dost bir araya gelerek kurduğumuz bir internet sitesiyle başlamıştı. Üniversite öğrenicisi olmanın

Bir Palamut Meselesi

Bak! Şişman bir tekiri andıran yaramaz beyaz bulut, küçük bir sincap bulutunun peşinden gidiyor. Hava, ne