Şimdiye kadar gerçek renklerini göstermeyen ben, sizleri benim mekânım olan internetin karanlık tarafına davet ediyorum. Bu yolculuğa bugünlük Başkan Mr.Trump’tan başlayalım.
Bildiğiniz üzere Trump, New York doğumlu başarılı bir iş adamı; evet aynı zamanda da ABD Başkanı. Ekonomi üzerine eğitim alan Trump aile şirketlerinin başına geçip kısa zamanda büyük başarı sağlıyor. Oteller, gökdelenler, gazinolar yaptıran Trump’ın kendisine 3.1 miyar $ net değer biçiliyor. Yalnız konumuz ne Trump’ın hayatı ne de onun şirketleri. Konumuz yalnızca Trump’ın internete verdikleri ve internetin Trump’a yaptıkları.
Trump aslında göründüğü kadar yumuşak bir adam değil evet yanlış anlamadınız milyonların önünde adam dövdü bakın izleyin:
Ringin Aslanı Trump
Trump ve McMahon iki tane bilyoner ve yaptıklarına bakın… İnanılmaz.
Yalnız Trump’ın internete verdikleri bunla da bitmiyor. ABD başkan seçimlerinde Hillary Clinton ile kapışırken özellikle Çin konusuna biraz değindi. Çin hakkında en çok ise ABD’yi sömürüyor dedi.
ÇAYNA
Bir seferde de Trump başkan Puerto Rico hortumununu atlatan yerli halka havlu kağıt dağıtmıştı ama, kendi tarzıyla:
Bazen sadece nefes alması bile materyal oldu:
Aslında bütün bu olayları toplayacak olursak Trump, başkan olmadan önce sıradan bir milyonerdi “sıradan”. Seçim döneminde izlediği politikalar ve yaptığı bir birinden ilginç konuşmalarla devamlı gündeme oturdu. “Make America Great Again” sloganıyla çıktığı başkanlık yolculuğunda Meksikalılara ve Müslümanlara yaptığı tutumla yüksek gerilimli bir ortam yarattı. Meksika ile aramıza duvar yapacağız ve Meksika ödeyecek.’ dedi. Ek olarak bir kadın hakkında konuşurken şöyle bir lafı da var “Grab them by the pu**y”. Bu laf da nefret topladı, uzun bir dönem CNN’de konuşuldu. Şimdi bütün bunları ve Donald Trump’ın twitterını bir yana bırakacak olursak aslında izlenilen seçim kampanyasında gündeme böyle ilginç laflarla sürekli gelmesiyle, bir laf var “Reklamın iyisi kötüsü olmaz.” diye işte durum aynen böyle.
Benim kendi fikrime gelecek olursam Trump aslında ABD halkının büyük bir kesimini düşünceleriyle zaten temsil ediyordu. ABD aslında birçok milletten gelen insanın toplamı olsada, Trump taraftarları yabancı milletlere ya karşı ya da çekimser. Tam demek istediğim, göç hakkındaki politikası daha derin ve doğru şeyler içerse de takipçileri ya yabancılara karşı ya da yanlış bilgilere sahip. -Örneğin ABD’de bulunduğum bir dönemde Türkiye ile ilgili bir belgesel görmüştüm, çöl gösteriyorlardı, Araplara benzetmişlerdi. (Kusura bakmayın belgeseli tekrar bulamadım.)- Seçim döneminde bu kadar gündeme gelmesiyle kendi reklamının yapılmasını sağlamış ancak bu kötü reklamlar birçok insan tarafından gerçekten araştırmış olup, bazı şeylerin nasıl medyanın etkisi ile değiştirildiğini ortaya çıkarmıştı. Özellikle bu dönemde CNN Trump’a karşı bir tavır alıp haberlerine bu niteliği vermişti, bunun yüzünden ABD’de büyük itibar kaybına uğradı. Bu dönemde “Fake News(yalan haber)” lafı herkesin diline dolandı. Başkanlık yarışında karşısında bir sürü yetenekli isim olmasına rağmen en büyük rakibi Hillary Clinton’un bu dönemde yolsuzluğa bulaştığı ortaya çıktı. Şayet bu olay Trump ve Republicanların lehine oldu.
8 Kasım 2016’da başkan olan Trump neredeyse ikinci yılını tamamlamak üzere. Bu dönemde de seçim döneminde olduğu gibi halen gündemlerden düşmüyor. Kuzey Kore üzerinde uçaklarını uçurup sonra Kim Jong Un ile “arkadaş” olması, Papa Francis’in elini tutmaya çalışması (yarıldım buna! tabi montaj), kendisinin şemsiyesi varken eşinin ve çocuklarının yağmurda ıslanması ve daha niceleri…
Mizah ile başlayan konudan biraz sapmış olsak da Trump’ın halen ilginçlikleriyle Dünya medyasında odak noktası olduğu söylenilebilir hatta bu olay seçimlerde onun lehine bile olmuş olabilir.
Make parakjurnal great again