Barındırmaz mısın koynunda; ey toprak?” derim, “yer pek”,
Döner, imdâdı gökten beklerim, heyhât, “gök yüksek”. *
Mehmet Akif Ersoy
Söz tükenir ya bazen, kimliksiz bir biçimde inleyen yalnızca Ah!! lar kalır,
içinde bir can taşıyan her bedende.
İşte bu yüzden şu demde Suzinak tan başka meltem işlemezdi gönlümüze.
Dinle!
Dil bigâne,
Gönül virane,
Can pare pare.
Topyekün gele,
Bir muştu,
Bir çare…
Dinle!
Yanıyor elbet gönlüm suzinaktan içre. Dermanım içinde derdim yanıyor
Bir ben değil, toprağa matem yağıyor.
Dinle!
Bin cefaya değişilmeyen diyarı.
Kor alevden adımlarla dönen seyyahları.
Dinle!
Bir kara duman hanelendi viranemde.
Sebebi bulamadım ben kande.
Her şeme bir pervane bulunur mu bu demde?
Dinle!
Vahdetin sırrında kayboldu vücudum.
Dilden dile düştü biçare umudum.
Bir iki derken yüzlercesi geldi önümüze tabutun.
Dinle!
Ki çak eyleye beden bahtı,
Söküle gide içinden enaniyet tahtı.
Dinle!
Gök yarılırcasına akıtsa dahi yaşını,
Bilmem diner mi bu vicdan ağrısı.
Dinle!
Dinle ki Ah’ları, işit eyvAH’ ları
Dinle ki Ah’ları, işit eyvallAH’ları
Dinle ki Ah’ları, işit elhamdülillAH’ları
Dinle ki Ah’ları, işit inşallAH’ları
…
Dipnot
(Makam ile ilgili teorik bilgilere ilgisi olanlar için,
http://www.hazimgokcen.net/turk-sanat-muzigi/suzinak-makami/)
ben bu makamların rastgele oluştuğunu dşünürdüm hep ancak her biri uzun yılalrın bir getirisiymiş. uzun çalışmaların ürünüymüş. Ayrıca her sanat müiği makamının bir tarzı varmış sıradan bir sanat müziği dinleyicisi bile makamları ayırt edebiliyormuş. her makam ayrı hastalıklara iyi gelirmiş. vay be…