18 Yaşınızdaki Size Tavsiye Verecek Olsaydınız Neler Söylerdiniz?

Yıllar sonra bir “tek yazı çok fikir” serisi kaleme alalım dediğimizde üniversite yıllarından uzakta olduğumuzu fark ettik. On sekizin sıfıra yaklaştığı ve bizim uzaklaşmaya devam ettiğimiz yıllar akıyorken, geriye doğru kısaca bakmayı ve kendimize samimi bir tavsiye vermeyi istedik. Bakalım siz bu satırları okurken kendinizden bir parça bulacak mısınız.

Gerçekten senin yolundan giden büyüklerin sana bir şey öğretmeye çalışıyorsa ona mutlaka kulak as

Onur tarafından,

18 yaşındaki halime demek istediğim şey, gerçekten senin yolundan giden büyüklerin sana bir şey öğretmeye çalışıyorsa ona mutlaka kulak as.
Mesela yurtdışında hekimliğe odaklan, burada değer görmeyeceksin diyorsa bunu ciddiye al ve kendine meydan okuma. Onlar yapamadı ben yapacağım diye düşünme. Ve henüz yolun başındayken daha, bu ülkede, şayet bir meslek sahibi olacaksan doktor mu olmak istiyorsun gerçekten? Gerçekten bunu mu istiyorsun? Bu sorunun cevabıyla kendine meydan oku derdim.

Her şeyi değiştirmek, her şeye yetişmek, her şeyi düzeltmek zorunda değilsin

Yasin tarafından,

Sevgili 18 yaşım, benim bildiğim kadarıyla önünde en azından daha 8-9 yıl daha var. Ve hatırladığım kadarıyla içinde sonsuz bir enerji var. Bu enerjinle her şeyi değiştirebilirsin. Bu elbette mümkün ama sana şunu hatırlatmak istiyorum. Her şeyi değiştirmek, her şeye yetişmek, her şeyi düzeltmek zorunda değilsin. Bu dünyaya katkı sunma isteği çok değerli, kutsal bir his ama her şeyi düzeltme sorumluluğu altına girmemeni tavsiye ederim. Çünkü zamanla göreceksin ki bırak dünyayı değiştirmek bırak başkalarını değiştirmek sadece kendini değiştirmek bile yıllar alıyor. Bu bazen bir ömür kadar da uzun olabiliyor.

Seni yoran, içini sıkan yüzlerce şey olduğunu biliyorum ama bunların birçoğu geride kalacak ve çoğu zaman sana kalan onlardan edindiğin tecrübe olacak. Lütfen değişimine kulak ver ve ona engel olma. Yaşadıklarının sana neler hissettirdiğini, her yılın getirdiği güzellikleri ve acıları gör ve daima kendini gözlemle. Asla ama asla kendinle konuşmayı ihmal etme.

Sana anlatacağım yüzlerce şey var ama spoiler verip de hevesini kaçırmak istemiyorum. Sana son olarak son bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Lütfen hata yap. Hata yapmaktan korkma! Yaptığın bir hata ise bunu doğruca kabullen ve bunu tekrarlama. Sana hata yapmanı söylüyorum çünkü hata yapmamak için emin olmadığın şeylerden daima kaçtığını biliyorum. Bunu sana söylerken bariz şekilde gözüken hataları da yap demiyorum. Sana demek istediğim şey risk almaktan korkma. Ön yargılarını bir kenara bırak ve daima kendini tanımaya çalış. Çünkü hayattaki doğrular ve yanlışlar daima değişecek. Günün sonunda sana kalan şey yine sen olacaksın.

Hayat sakladıkları sürprizlerle, tesadüfleriyle ve dahi acılarla her zaman seni şaşırtmaya devam edecek. Sen yine de her zaman ümitvâr ol! Çünkü bu diğer türlüsünden çok daha iyi.

Sevgili 18 yaşım, iyi ki bana uğradın

Fatma Kübra tarafından,

Sevgili 18 yaşım, nasılsın? Artık çocuk olmadığının farkında mısın? Hayalindeki meslek için ilk adımını attın ve içinde kıvılcımlar yanmaya başladı. Fakültene başlarken heyecan ve korku karışımı duygular yaşadın. Kimi zaman ayakların geri geri gitti, kimi zaman en önde koşmak istedin. Nasıl bilebilirdin ki seni sen yapacak birçok detayın orada gizlendiğini? Sanki şimdiye kadar geçen yıllar, biz hamur gibi mayalanıp tam da şimdi şeklini alıp pişecekmişiz gibi.

Sevgili 18 yaşım, biliyorum, heyecanlısın ama çabucak durulmalısın. Sorumluluğunun büyüklüğünün farkında olup hayatı biraz da olsa ciddiye almalısın.

Sevgili 18 yaşım, kendi kendine kalmayı sevsen de sevdiklerini ihmal etmeden onlara daha çok vakit ayırarak geçirmelisin günlerini. Belki hastalık, belki gurbet, belki ölüm alır elinden bu imkânı.

Sevgili 18 yaşım, elbette eğlenip kafanı dağıtmalısın ama unutma, bu hayatta okunacak çok kitap ve öğrenilecek çok şey var.

Sevgili 18 yaşım, hiçbir konuda “yapamam” diyerek yoluna taşlar döşeme. Kimsenin seni yetersiz göstermesine izin verme. Azim katığın olsun, ne olur şimdiden köşene çekilme.

Sevgili 18 yaşım, biliyorum, zor bir mesele ama yabancı dil bilgini gayretle geliştir.

Sevgili 18 yaşım, belki önündeki 4-5 yılda ömürlük dostlar bulacaksın. İlişkilerinde merhametli, anlayışlı, ahde vefalı ol; onları kaybetme.

Bu yazımızı da tavsiye ederiz:  Ülkemizdeki Kitap Okuma Oranları Nasıl Arttırılabilir?

Sevgili 18 yaşım, kendini bir ülkeyle sınırlama, ufkun ve hayallerin geniş olsun. Dünya vatandaşı olmayı hedefle.

Sevgili 18 yaşım, bu yaşın geri gelmeyecek, bugünün ve bu anın geri gelmeyecek. Şimdiyi, geçmiş pişmanlıklar ve geleceğin kaygılarıyla heba etme.

Sevgili 18 yaşım, iyi ki bana uğradın.

Buradaki diğer yaşlılar gibi değilim. Onlar düşünşün

Erkan tarafından,

18 yaşınaki halim diye başlıyorum ama ben hala 18 yaşındayım en azından öyle hissediyorum. Buradaki diğer yaşlılar gibi değilim. Onlar düşünşün. Şimdi gelelim konuya geriye dönecek olsam bir gram değiştirmezdim kararlarımı. Yapılan hatalardan alınan dersler, verilen doğru kararlardan gelen kazançlar… Her ne kadar beni ben yapmış olsa da yaşadıklarım, söylediğim sözün aksine, tek bir önerim var kendime. Ne kazanç ne zarar ne ders ne yarar… işte böyle kişilerden uzak durmalısın. Geriye doğru gidemediğin veya kendini geliştiremediğin bir yerde pat olmaktansa… Yay gibi geril, tavşan gibi koş veya kaplumbağa gibi azimle yürü ama olduğun yerde durma.

İnsanların kendilerinden (veya düşüncelerinden) başkasını veya yaşadıkları ülkeyi pek de umursamadığını anlamak biraz geç oldu.

Nihat tarafından,

Herhalde insanın geçmişe döndüğünde kendine vereceği tavsiyelerin sayısı bitmez. Bunlar içerisinde tartışmasız bir dönemi başlatan yaşlardan birisi de on sekizinci yaştır. Ben o dönemimi yakından hatırlarken çok heyecanlı ve bir o kadar da huzurlu olduğumu anımsıyorum. Herhalde kendi çevrem ve dünyaya bakışımın bana getirdiği dinamizm, bana yine kendime ve çevreme nasıl faydalı olabileceğime dair bir heyecan yüklemişti. Yıllar içerisinde bu duyguların çok saf ve gerçek ile bağdaşmadığını yaşayarak öğrendim. Biraz hayal kırıklığı ve biraz da pişmanlıklarla Türkiye’nin her ferdine elbet bir dönem yaşattığı bu duyguları tatmak, insana hiçbir şekilde öğrenemeyeceği büyük bir ufuk da katıyor. On sekiz yaşıma dönecek olsaydım, daha fazla okumayı ve çalışmayı kendime tavsiye ederek bunları bir zevk uğruna yapmayı ve kimseyi de ciddiye almamayı tembihlerdim. Zira aslında insanların kendilerinden (veya düşüncelerinden) başkasını veya yaşadıkları ülkeyi pek de umursamadığını anlamak biraz geç oldu. On sekizinci yaş heyecanlı bir yaş olmalı elbet, ancak büyük bir pencereden bakabilmek için hem kendinizi hem çevrenizi, hem de hayatı pek de ciddiye almamak gerekiyor…

Çünkü ekonomi o kadar değişecek ki keşke altın alsaydım diyeceksin.

Ekrem tarafından,

Paran yettiği kadar altın al kardeşim. Cidden al. Çünkü 10 sene sonra ekonomi çok değişecek. Yatırım yap diyenlere kulak asma. İşte sana yatırım tavsiyesi. Çünkü ekonomi o kadar değişecek ki keşke altın alsaydım diyeceksin. Belki anlamayacaksın ama enflasyon sürekli artacak, 100 liraya aldığın şeyleri 1000 liraya alamaycaksın. Enflasyon düşüyor diyecekler ama olan şey enflasyon artışının düşmesi olacak. Enflasyon gelecek sene düşecek diyecekler ama tam tersine daha da yükselecek. Yiyeceklerin dahil fiyatı artacak, diğer şeylerin fiyatı daha da artacak. Ve insanlar susacak, bu kötü ekonomide yaşamaya sessiz bir şekilde devam edecekler. Bu yüzden sevgili 18 yaş halim, altın al, kendini geliştir. Ekonomiyi gözle, takipte kal

ON SEKİZ

Zahid tarafından,

Dönebilseydim yeniden şayet on sekiz yaşıma
Ne tadını yoksulluğun, ne yağmurun sonbaharda
Islattığı çocukları hatırladıkça ağlama
İşte bu olacak sonun, bırak ak kalsın saçında

Dönebilseydim yeniden şayet on sekiz yaşıma
Kaf dağında durma derdim, hep saygı göster ustaya
Sevdiklerin sürülerce, seni seven bir muamma
Bildiklerin atom kadar bilmediğin deniz derya

Dönebilseydim yeniden şayet on sekiz yaşıma
Önce kov şeytanlarını, yalnızca odaklan a’na
Ne yapar ne yaptırırlar, hep konuşurlar aldırma
Biri gelir biri gider, yine sen kalacak sana

Dönebilseydim yeniden şayet on sekiz yaşıma
Yalınayak koşmalıyım, şu bucaksız diyarlarda
Kapat defteri kitabı, sakın ha arkana bakma
Ne yazık dönmeyeceğim, umut ise hülyalarda…

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Tek Yazı Çok Fikir Kategorisinde Son Yazılar

Sosyal Medya Linci Üzerine

Özellikle son dönemlerin çok tartışılan konusu sosyal medya linci artık günümüzün bir gerçekliği. İnternete bağımlı ve