Finans ve eğlence merkezi olarak bilinmesinin yanı sıra tarihi yerleri, farklı kültürleri bir araya getirmesi ve eğlence hayatıyla dikkat çeken San Francisco, California eyaletinde yer almaktadır. Farklı kültürlerden pek çok insanın yaşadığı bu şehirde kültür ve eğlence anlayışına göre değerlendirilebilecek oldukça fazla seçenek bulunmakta.
San Francisco gezilecek yerler listesinin başında elbette ki Golden Gate Köprüsü ve Güzel Sanatlar Sarayı yer alıyor. Şehrin tarihinde beatler ve hippilerin de etkisiyle kendine has bir kültür sanat profili yatıyor. Suç oranının çok düşük olduğu bu şehir, günümüz dünyasında da kültür sanat açısından oldukça önemli bir profil çiziyor.
İçindekiler
Şehrin Simgesi ve Mühendislik Harikası Yapısı: “Golden Gate Köprüsü”
1933 yılında yapımı başlayan ve 1937 yılında yapımı tamamlanan Golden Gate Köprüsü, San Francisco şehrinin en ikonik yapılarından biri konumundadır. Köprü inşa edildiği dönemde maliyeti ile kentin doğal yapısı ve iklimi gereği karşı çıkılsa da köprü kısa bir sürede tamamlanmıştır. Bunun yanında elbette köprünün isminin nereden geldiğini merak edenler olabilir. Bu konuda çeşitli iddialar olsa da ortak görüş uzun zaman şehrin altın arayıcılar tarafından tercih edilmesi diyebiliriz.
Köprünün bir diğer adı da Kırmızı Köprü’dür. Ana ismi Altın Kapı yani Golden Gate olan bir köprü neden Kırmızı Köprü olarak biliniyor diye düşünebilirsiniz. ABD hükümeti ve ABD donanması köprünün yapımı sırasında renk olarak gri yerine gemiler tarafından fark edilmesi için siyah şeritler yapılmasını istese de köprünün mimarı Edwin Morrow, doğaya olan uyumunu da göz önünde bulundurarak kırmızıya çalan turuncu rengini uygun görmüştür. Tamamına yakını kırmızı olan bir köprünün Kırmızı Köprü olarak da bilinmesi gayet doğal.
Bu tarihi köprünün bir ucu San Francisco diğer ucu ise Marin County’nin kuzey bölgesidir.
Şehrin Hemen Her Noktasından Görebilirsiniz.
Köprü, şehrin hemen her yerinden görebileceği bir noktada yer almaktadır. Yani şehrin büyük bölümünden köprüyü görme imkanınız vardır. Ayrıca köprüyü yürüyerek geçmeniz durumunda köprünün tarihini ve mimarisini yakından hissedebilme şansınız olduğunu söylemek de yanlış olmayacaktır. 2.73 km uzunluğuyla dünyanın en uzun asma köprüleri arasında yer alan Golden Gate, aynı zamanda da her gün yüzbinlerce aracı taşımaktadır.
Gün batımını köprünün üzerinden seyrederken sosyal medya hesaplarınız içinde oldukça güzel fotoğraflar ortaya çıkarabilirsiniz. Golden Gate Köprüsü’nün devamında da Golden Gate Ulusal Dinlenme Alanı‘na uğrayarak kahvenizi yudumlarken dinlenebilirsiniz. Ayrıca köprünün giriş ve çıkış noktalarında da turistik eşya dükkanları yer almaktadır. Köprünün maketlerini ve şehre ait diğer simgelerini bu noktalardan satın alarak sevdiklerinize armağan edebilirsiniz.
Tarihle Sanatın Bir Araya Geldiği Yer: “Güzel Sanatlar Sarayı”
1915 yılında şehirde yapılan Panama-Pasifik Uluslararası Fuarı için inşa edilen The Palace of Fine Arts ya da bugünkü bilinen adıyla Güzel Sanatlar Sarayı, fuardan sonra yıkılmayarak şehre armağan edilmiştir. Bernard Ralph Maybeck tarafından Roma ve Antik Yunan mimarileri ilham alınarak yapılan bu eserin bir diğer mimari kaynağı da Arnold Böcklin’in “Ölüler Adası” isimli tablosu olmuş. Uzun bir süre kullanılmayan eser 1965 yılında sergi salonunun iskeleti dışında tamamen yıkılarak yeniden restore edilmiştir. Son görünümünü ise depreme dayanıklılık çalışmalarının tamamlanması ile 2010 yılında almıştır.
Roma, Antik Yunan ve Ölüler Adası Tablosu Dokunuşları
Üzerinde Roma ve Antik Yunan’a ait onlarca figür ile desen bulunan bu muhteşem mimari yapı, günümüzde San Francisco’nun en önemli yapıtlarından biri konumunda ve turistlerin de ilgi odağına gelmiş durumda.
Günümüzde sadece tarihi bir yapı olmasının yanı sıra burada sergilenen eserler ve tiyatro oyunları ile yapının ihtişamı korunuyor ve ilginin üzerinde kalması sağlanıyor. Eğer San Francisco’ya geldiyseniz bu tarihi yapıyı gezmek için mutlaka vakit ayırmalısınız.
Kötü Suçluların Yalnızlığa Mahkum Edildiği Hapishane: “Alcatraz”
Hollywood filmlerine defalarca konu olan Alcatraz Adası‘nda yer alan 1861- 1963 yılları arasında federal hapishane olarak kullanılan ve en kötü suçluların tutulduğu, kaçmanın mümkün olmadığı Alcatraz Hapishanesi, günümüzde turistik bir değer olarak kullanılmaktadır.
1963 yılında Alcatraz Hapishanesi, kapatılmış ve günümüzde müze olarak kullanılmaya başlanmış. Hapishane bir adada olmasına rağmen şehre olan uzaklığı sadece 2.5 km olmasıyla dikkat çekiyor. Müzeye ulaşım feribotlar ile sağlanıyor ve turistlerin en çok rağbet gösterdiği yerlerden biri konumunda.
Artık ‘Kaçılmaz’ Bir Hapishane Değil!
Alcatraz Hapishanesi, aktif olduğu dönem boyunca sadece 36 mahkum kaçma girişiminde bulunmuş ve sadece 3’ü başarabilmiştir. Nitekim 3 mahkumun kaçmasının ardından da Kaçmanın İmkansız Olduğu Hapishane özelliğini yitirerek 1963 yılında kapatılmıştır.
Tüm Gerçekliğiyle Hapishanenin İzlerini Görebilir ve Hissedebilirsiniz.
Günümüzde müze olarak kullanılan hapishaneyi ziyaret ettiğinizde hemen her noktasını gezebilirsiniz. Hücreler, tecrit noktalar ve diğer yerler. Ancak hücrelerde yaşayan mahkumların geçmişteki izlerini görmeniz, sizi etkileyebilir. Duvarlardaki kan lekeleri, kırık lavabolar, yatak bile olmayan hücreler, koridorlar. Hemen hepsi hiç dokunulmadan günümüze kadar ulaşabilmiş. Ya da kasıtlı olarak turistler ile yerli halk üzerinde etki bırakması için bu şekilde bırakılmış. Her ne olursa olsun bu durum başarılı bir şekilde şehrin en çok turist çeken noktalarından birini meydana getirmiş
San Francisco’yu merak ediyorsanız ve şehri gezmek istiyorsanız Alcatraz Hapishanesi’ni mutlaka listenize eklemelisiniz.
Fisherman’s Wharf ve Ghirardelli Meydanı
Kartpostalları süsleyen ve San Francisco şehrinin simgelerinden biri haline gelen Fisherman’s Wharf, şehrin en hareketli ve işlek caddelerinden biri. Seyahat ettiğiniz her şehirde mutlaka en özel noktaları görmek istersiniz. İşte Fisherman’s ve Ghirardelli San Francisco’nun en özel noktalarından biri.
Biri Deniz Ürünleriyle, Diğeri Çikolatalarıyla Ünlü!
Sahil boyunca çok sayıda bloktan oluşan ve şehirdeki en popüler yerlerden olan Ghirardelli Meydanı, çikolataları ile ünlü bir yer. Ayrıca tramvay seyahatinin en özel yerlerinden biri olan Ghirardelli’yi mutlaka seyahat planınıza eklemelisiniz.
Fisherman’s Wharf ise şehrin deniz ürünleriyle ünlü en popüler noktalarından biri. Elbette bu denli ünlü bir yere turistlerin ilgisi de azımsanmayacak kadar çok.
Bu iki ünlü yerin bir diğer özelliği ise Alcatraz ve Golden Gate Köprüsü manzarasına sahip olması.
Bu iki noktaya en iyi ulaşım yolu ise teleferik. Bu da size Amerika’da teleferiğe binme imkanı sağlamış oluyor.
San Francisco seyahatine çıkmadan önce mutlaka bir liste oluşturmanızı ve gezinizi buna göre planlamanızı öneririz. Elbette tam anlamıyla şehri görmeden bu listeye uymanız mümkün olmayacaktır. Ancak bu liste size bir düzen sağlayacak ve beklenmedik durumlarla karşılaşmanızı önleyecektir.
İnsanın içinde hemen gidip gezme hissi uyandıran ve San Francisco’yu özetleyen güzel bir gezi yazısı olmuş, elinize sağlık.