Baharın geldiğini sende hissediyor gibiyim. Dualarımda sen, gördüğüm her güzel şeyde sen, açan çiçekler kadar baharın habercisisin gönül mevsimime. Akşam yatarken yüreğine sarıldığımsın, güne sabah çalan alarmımda senle başlıyor ve seninle bir sonraki güne başlamak için yumuyorum güne gözlerimi kaparken. Bazen nasip oluyor da rüyamda simanı göremesem de seninle görüşmenin ucuna kadar yaklaşıyorum, bu bile beni mutlu ediyor.
Sana neden Hanım, Hanımefendi diye hitap ettiğimi merak ettin mi hiç. Gönlümden fikri hayatıma akan düşüncelerim şöyle Sevdiğim: Bir kişi başka bir kişiye saygıdan Bey, Beyefendi, Hanım, Hanımefendi der veya kişinin büyüklüğünden dolayıdır demesi. İşte Sevdiğim asıl mesele burda gün ışığına kavuşuyor. Benim sana Hanım demem ne yaşça büyüklüğünden ne de resmi bir saygıdan ötürü. Benim sana olan bu naçizane hitabım; yüreğimde sana olan sevgim, aşkım o kadar derin ve o kadar büyük ki ben sana olan bu sevdanın büyüklüğüne ancak Hanım, Hanımefendi diyerek saygı gösterebildiğimi düşünüyorum. Bazen öyle müthiş duygular hissettiğim oldu ki adını duyduğum zamanlarda tüylerim diken diken oldu, içim ürperdi, sol yanıma bir acı indi, gözlerimde hafif bir yanma, gözyaşım aktı yüreğimdeki acıya derman olabilmek için. Yüreğimde madden ve manen o kadar ağırlıklar hissettiğim anlar oldu ki dilim “Ah Sevdiğim, Sevdiğim” diyerek bu yükü hafifletmeye çabalasa da biçare kaldı. Allah’tan ümit kesilmez deyip Rabbim’den Seni hayırlı bir eş olarak dilediğim nice günlerim nice vakitlerim geçti.
Dervişin muradına ermesi için ne kadar sabretmesi gerekir? Ben ne derviş olacak kadar ermişim ne de muradından vazgeçecek kadar sabretmekten acizim. 480. Günü(9 Nisan) de geçmişe ekleyerek sabırla ilerliyorum muradım olan sana erebilmek için. İki aylık bir bekletilmenin ardından günlerin en güzelinde, yüreğimde yer edinmiş en özel günde, yani doğum gününde seni bana, beni de sana anlatan, yüreğimdeki sesin ufak da olsa bir aracı dili olan kuzeninden haberlerini almam ile 465 günlük hasretin ilk meyvesini, ümit dolu bekleyişimin ilk müjdesini, senden aylarca beklediğim ilk adımı bana atmış olmanın mutluluğunu yaşadım, yaşıyorum, yaşayacağım İnşaAllah.
Bazen öyle şeyler söylemek gelir ki içinden ne söyleyebilecek bir söz ne de bir kelime bulamazsın. Bazen de söyleyecek söz gelir fakat sözün sahibine ulaşamazsın. İşte Sevdiğim; Allah’ın izniyle size ulaştırılacak kitapta kalbi dünyamda yaşadığım, hissettiğim, düşündüğüm, işte aynı benim hissettiklerim dediğim sözler var yüreğimden geçip kağıda dökememiş olduğum. İnşaAllah arkadaşımla size ulaşacak bu kitabı okuyup beni, yüreğimdeki size karşı olan samimi, saf, temiz duygularımı hissetmiş olursunuz diye dua ediyorum. Bazen de öyle söyleyecek sözler geliyor ki aklıma… Telefonumdaki not defteri uygulamasında nice sözler yazdım size ithafen, şu anda da bu yazımı yazmaya devam ettiğim gibi. Kimi zaman gece yatmadan, kimi zaman sabah namazından sonra yatağa girdiğimde, kimi zaman bir yolda yürürken, yalnız kaldığım her vakit yalnızlığımı paylaştığım size hitaben sözlerimi, bu sayfada yayınladığım yazılarımı yazdım yüreğimdeki sesin dili olarak. Bu yazılarımın İnşaAllah hepsini okumuşsunuzdur diye umut ediyorum.
Yüreğim heyecanlı, aylardır hasret kaldığı bir ümide kavuşabilmenin eşiğine gelmiş olmanın mutluluğunu yaşıyor. Ah Sevdiğim benim duam hep şu şekilde olmuştur: Allah’ım gönlümden geçen Sen’den dilediğim istediğim (……) Hanımefendi’yi bana hakkımda hayırlı bir eş olarak nasip eyle, bizleri birbirimiz için hayırlı birer eş olabilmeyi nasip eyle… Gönlümden geçeni hakkımda hayırlı eyle, hakkımdaki hayırlı kişiyi gönlüme razı eyle. (Amîn)