Sabah erkenden kalktım
Güneşi uyandırdım,
İşine geç kalmış Ay’ın
Ardında bıraktığı yıldızları,
Karanlığı, acıları topladım
Her geçen gün daha da kızan
Güneşin, ardından hep aynı saatte
Yağan tropik yağmurlarla
İklimin değiştiğini hissettim,
Buzulların eridiğini,
Karaların yer değiştirdiğini düşündüm,
Kendimi Titanik’te hayal ettim
Anı yaşamak adına
Ritimsiz bir titreme kondurdum bedenime
Gemi batarken elbiselerim ıslanmasın diye
Tanrı’ya, ilk kez dua ettim
Bir martı adasında
Çatlayan yumurtaların sesiyle
Martı yuvasında uyandım,
Amerikan klişelerinden uzak
Dumanların içinden yükselen uçak
Olmasa da inanılmazdı zamanlama
Karşılığında dünyayı da verseler bana
Değişmezdim bu ana
Bugün kumdan döşeklerde uyudum
Sabah erkenden kaldırdılar,
Uyumak için gözlerimi yumdum
Daha sıkı yumdum!
Bir kere,
İki, üç, dört beş kere!
Göz kapaklarım perde perde
Yine de gitmedi gözümün önünden
Sabah gördüğüm bir sahne!
Evine çekirdek götüren karıncanın
Omzundaki yara izi
Ezilişi,
Çıkmadı aklımdan, silinmedi!
Bu sabah Afrika’da
Hiç çikolata yememiş bir çocuğun yanında uyandım,
Çikolata ikram ettim
Beraber güldük eğlendik,
İşte ben böyle her gece rüyamda
Başka bir evde uyuyorum,
Bambaşka bir yerde uyanıyorum
Şimdi mi? Bir şiirin içindeyim
Ama burada da çok durmam
Biliyorum…