“Hiçbir konağa gönül bağlama yolcu;
hiçbir yerde eğlenme, durma!..
Bir kapıldın, bir gönlünü kaptırdın mı
yığılıp kalırsın oracıkta, mecalsiz, çaresiz…”
-Mevlana
Sen hiç bir buluta kaptırdın mı gönlünü?
Öyle kendiliğinden, kendi halinden güzeline değil, sana güzel olana. En güzeline.
Bir kuş olup etrafından başka bir yerde dönmemeyi düşledin mi?
Dişilerin en gösterişlisi ama en zarif uçanı olmayı.
Ben düşledim.
Sen hiç bir çitaya kaptırdın mı gönlünü?
Seni yakalamasını beklemeden uykusunda yanına kıvrılıp uyanmasını bekledin mi, avı oldun mu bile isteye?
Ben ceylan oldum.
Sen hiç Ay’a kaptırdın mı gönlünü?
Bir yıldız olmayı diledin mi en derin uykunda, ilk duanda?
Sonra bir yıldız olup en parlak ışığını takındın mı?
Hiç sönmemecesine.
Beni gör dedin mi?
Peki, Ay gördü mü?
Gördü de en güzel yüzünü gösterdi mi?
Yoksa Ay hep mi umutsuzdu
en sevdiğinde bile.
Oysa sevmek ümit etmektir
tüm cihan tersini söylese de.
Bana böyle öğrettiler. Ya da içimden hep bu doğdu, güneşim böyle battı.
Sen hiç sevdin mi?
Sundun mu herkesten sakındığın yalnızca ona değer gülüşünü?
En uzak köşede oturup bekledin mi ama en yakınında hissettin mi?
Sakladın mı avucunda gözyaşlarını?
En güzel cümleni ona yazdın mı?
Ya en güzel hikȃyeni?
En sevdiği şarkıyı uykusunda ona fısıldadın mı?
Omzundan öpüp o anı kalbine kilitledin mi?
İçindeki okyanuslara gemiler bıraktın mı her limanda onu arayan?
Susadığında su olmak, ağladığında gülücük olup yanağına konmak, sonra usulca kaybolmak, dirilmek, durulmak, yok olmak. Yine. Yeniden. İstedin mi?
Evrenin sen, onun evren olduğu bir an düştü mü içine?
En bilge ağaç, en berrak nehir, en bereketli yağmur, en doğurgan kadın, en mutlu çocuk olmak istedin mi?
Ben istedim.
Üzerimden nehirler aksın, içimde yıldızlar yansın, ruhumda çiçekler açsın istedim.
Ama Umutsuzdu Ay
Demek ki kanundur bu.
Biri hep kȃfȋden öte sever.
O yüzden Leyla Mecnun’a değil, Mecnun Leyla’ya gider.
Yolunda ya kendini bulur ya kaybeder.
Bulursa ne ȃlȃ, sevgiden öte yol var mı bu dünyada?
Kaybederse ne ȃlȃ, sevgiden öte yol var mı bu dünyada?
Belki sevdiğin ne bulut oldu ne çita ne Ay.
Sen; o kuş, o ceylan, o sönmeyen yıldız.
Belki de sensin o bulut, o çita, o Ay.
Sönmeyen yıldız ile o Ay.
Yazar: İrem Yılmaz
Bu yazı, Evde Kal Türkiye Parlak Jurnal Yazı Yarışmasında 15. olmuştur.