“Şimdi, geçmişin anahtarıdır”. Bu, jeolojinin en önemli prensiplerinden biridir çünkü bugün gördüğümüz jeolojik yapılar, dünya tarihini bilmemize izin verir ve aynı şartlar altında geleceğini tahmin etmemize de izin verir. Gerçek şu ki bir jeolog olsanız da olmasanız da dünya sizi güzelliği, doğası ve gizemi ile şaşırtmaktan asla vazgeçmeyecek. Her zaman gördüğünüze inansanız bile, sizi sürekli şaşırtacak yeni bir şeyler olacak. İşte ziyaret etmeniz gereken dünyanın en iyi 10 jeolojik harikası.
- Büyük Mavi Delik, Belize
Karayip Denizi’ndeki Turneffe (Belize) mercan adalarında yer almaktadır. Deniz Feneri Resifi’nde, kıyıdan 100 mil uzakta bulunuyor. Sıra dışı bir güzelliğe sahip olan bu su altı mağarası ya da cenote, köpek balıkları ve barracudalar gibi çok çeşitli türleri barındırır. Neredeyse mükemmel daire şeklinde, 305 metre çapında ve 123 metre derinliğinde bir deliktir. Onu çevreleyen mercan bariyerinin turkuaz mavisi ile zıt olan tonalitesi ile dikkat çekiyor.
Büyük mavi deliğin kökeni, Dünya buzullarla kaplı ve deniz seviyesinin düşük olduğu zamanlara dayanıyor. O zaman sadece bir mağaraydı; Okyanus yeniden yükselmeye başladığında mağaralar sular altında kaldı ve çatısı çöktü. Türünün dünyadaki en büyük fenomeni olduğuna inanılıyor. Büyük Mavi Delik, UNESCO’nun bir Dünya Mirası Alanıdır.
- Ural’ın Yedi Devi, Rusya
Man-Pupu-Nyor (tanrıların küçük dağı) Rusya’da, Ural Dağları’nın kuzeyinde görkemli bir şekilde yükselen kaya oluşumlarıdır. 30-45 metre arasında değişen yükseklikleri ile doğanın 200 milyon yıldan fazla şekillendirdiği bu yedi tür “moais”, ziyaret etmeyi seveceğiniz, yeryüzünün en etkileyici ve büyülü jeolojik miraslarından birini oluşturur.
Rüzgarın zaman içinde heykelleştirdiği düz bir plato üzerinde yükseliyorlar. Jeologlar, geçmişte bir dağın var olmasının çok mümkün olduğunu düşünürler, ancak zaman, yağmur ve erozyon usta elleriyle bu oluşumları çok muhteşem bir şekle sokmuştur. Bu yedi sütun her zaman yakında bulunan şehirlerin şamanları ve büyücüleri tarafından kutsal kabul edilmiştir.
- Kristal Mağara, Meksika
Chihuahua, Meksika’da bulunur. 2000 yılında Naica madeninde, yüzeyin 300 metre altında keşfedildi. Mağara, binlerce yıldır koruduğu sıcaklık sayesinde oluşan harika kristallere sahiptir.
Bu mağarada dev Selenite kristalleri bulunur. Bugüne kadar bulunan en geniş mağara kristali 12 metre uzunluğunda, 4 metre çapında ve 55 ton ağırlığındadır. Mağara çok sıcak ve sıcaklık 58 °C’ye ulaşır. Yeterli korunaklı giysiler olmadan, kişi bu çevresel faktörlere sürekli olarak sadece 10 dakika boyunca dayanabilir ve bu da mağarayı ziyaret etmeyi zorlaştırır. Turistler mağarayı bir rehber ve eğitimli kişiler ile keşfedebilirler.
- Roirama Dağı, Brezilya, Guyana, Venezuella
Roraima Dağı, Venezuella, Brezilya ve Guyana arasındaki sınırda, ancak büyük bir kısmı Venezuella’da bulunan 2810 metre yüksekliğinde muhteşem bir dağdır. Dünyanın en yüksek kesintisiz şelalesi olan 4000 metre yüksekliğindeki Tepui, kayalıklarla çevrili, 31 kilometrekarelik bu platoda bulunur. Burası aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası bölgesi. Ayrıca, Roraima, yaklaşık 2 milyar yıllık olduğu tahmin edilen, dünyanın en eski jeolojik oluşumlarından biridir.
Bu harika yer bir peri masalına benziyor. Aslında, ilk kez 1596’da İngiliz kaşif Sir Walter Raleigh tarafından bulunmuş ve yazar Sir Arthur Conan Doyle’un 1912 yılında “Kayıp Dünya” adlı kitabından bahsettiği bir yerdir. Roraima Dağı ayrıca Pixar ve Walt Disney tarafından yaratılan “Up” adlı animasyon filmi için ilham kaynağı oldu.
- Devlerin Geçidi, İrlanda
Burası İrlanda’nın en ilgi çekici turistik yerlerinden biridir. Kuzey İrlanda’nın kuzey kıyısında, Antrim (kontluk) bölgesinde bulunmaktadır. Alan, 60 milyon yıldan daha önce meydana gelen volkanik bir patlama sonucunda meydana gelen yaklaşık 40000 bazalt sütunu ile kaplıdır. Başka bir deyişle, bu kaya yapıları, lavların denizle temasa girip soğumalarıyla oluşmuştur.
Bazı durumlarda, sütunların yüksekliği 12 metreye ulaşmakta ve katılaşmış lav birikimi 28 metreyi geçmektedir.
- Darvaza Gaz Krateri, Türkmenistan
“Cehennem Kapısı” olarak bilinen Darvaza gaz krateri, Türkmenistan’ın Darvaza kentinde 1971’de bir yeraltı mağarasının çökerek doğal bir gaz krateri haline gelmesiyle oluşan doğal bir gaz alanıdır.
Bu krater popüler bir turistik yerdir. 30 metre derinliğe ve 400 °C’lik iç sıcaklığa sahiptir. Ayrıca Amerikan futbol sahası büyüklüğünde toplam 5350 metrekarelik alana sahiptir.
Sovyet jeologların gaz arama çalışmaları sırasında 1971’de meydana gelen bir kaza sonucunda burası ortaya çıktı. Aslında, doğal gazla dolu bir yeraltı mağarasını keşfettiler. Kraterin tehlikeli olan doğal gaz kaçağına neden olacağından korkan ekip, ateş yakmaya karar verdi. İlerleyen zamanlarda söneceğini tahmin ettiler; Ancak, kırk yıldan beri yanmaya devam ederek etkileyici bir gösteri sunuyor.
- Sahar’nın Gözü, Moritanya
Sahra’nın Gözü olarak da bilinen Richat Yapısı, Moritanya’nın Sahra Çölü’nde göze çarpan dairesel bir özelliktir. Uzaydan görülebilir ve çapı neredeyse 50 kilometredir. Ünlüdür çünkü çölün monoton arazisi üzerinde nadir görülen bir göz şekli oluşturur.
Fransız doğa bilimci Theodore Monod tarafından keşfedilmiştir. Araştırmaların başlamasından bu yana jeologlar, bu inanılmaz yeri olağanüstü boyutu ve dairesellik dereceleri nedeniyle bir gök taşı etkisinin sonucu olarak değerlendirdiler. Ancak, birkaç çalışmadan sonra, milyonlarca yıl boyunca aşınmış ve bize çekirdeğini gösteren antiklinal bir kubbe olduğu anlaşılmıştır. Günümüzde jeologlar tarafından son derece simetrik ve derin aşınmış bir jeolojik kubbe olarak kabul edilmektedir, çünkü kapsamlı saha çalışmalarından sonra, şok metamorfizması veya aşırı-dünya dışı bir etkinin göstergesi olan herhangi bir deformasyon türü için güvenilir bir kanıt bulunamamıştır.
- Jostedal Buzulu, Norveç
Jostedal Buzulu, Norveç’te bulunmaktadır ve Avrupa kıtasındaki -487 kilometrekare ile- en büyük buzul olma unvanına sahiptir.
Buzulun en yüksek noktası deniz seviyesinden 2018 metreye, en düşük noktası ise 350 metreye ulaşıyor. Uzunluğu 60 kilometreden azdır ve bazı noktalarda 600 metreden kalın bir kar tabakası bulunur.
Ancak, 2012 yılında, bir kolu olan 50 metrelik Briksdalsbreen kolunu kaybetti. Ve daha yeni çalışmalar, Briksdalsbreen’in 2006 yılında aslında 146 metreye kadar küçüldüğünü ve üst buzul alanından ayrılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. İşte bu yüzden Buz tırmanışı bu yerde sonlandırıldı.
- Pamukkale, Türkiye
Pamukkale, Türkiye’nin güneybatısındaki Denizli ilinde bulunan ünlü bir turistik mekandır.
Pamukkale, doğal traverten yataklarının inanılmaz bir düzenini göstermektedir. Traverten, kaplıcalar tarafından akan suyun bıraktığı karbonat mineralleri olarak biriktirilen bir kireç taşı türüdür. Bu doğal fenomen, dağın kenarındaki şelaleler şeklinde düşen, donmuş bir buz hissi veren kalın beyaz kalker ve traverten tabakalarını üretir.
Toplam 2700 metre uzunluğunda ve 160 metre yüksekliğindedir ve 1988’den beri bir Dünya Mirası alanı ilan edilmiştir.
- Antilop Kanyonu, ABD
Burası Arizona’da bulunan aşınmış bir kanyondur. Dünyanın en çok ziyaret edilen ve fotoğraflanan slot kanyonlarından biridir ve bazı noktalarda 40 metreye kadar ulaşır.
Navajo Indian Reservation içinde yer alır ve “suyun kayaların arasından geçtiği yer” anlamına gelen “Tse‘ bighanilini” olarak da bilinir. Bunun nedeni, binlerce yıldır suyun bu harika Kanyon’da şaşırtıcı şekiller yaratmasıdır. Yağmur yağdığında, yağmur suyu kumtaşını aşındırır, kanyonun her iki tarafındaki duvarları pürüzsüz bir hale getirerek çok güzel bir görüntü oluşmasını sağlar.
Ancak yağmur, bu bölgenin yalnızca bir rehber kontrolünde ziyaret edilmesinin ana nedenidir. Çünkü bölgedeki sağanak yağışlar, kanyonun birkaç dakika içinde tamamen su ile dolmasına neden olabilir.
Umarız bir gün bu jeolojik harikaları ziyaret etme imkanı bulursunuz.
Gezmeyi, yeri yerler görmeyi ve öğrenmeyi seven birisi olarak yazınızı sıkılmadan okudum. Bu doğa harikalarının çoğunu, umarım kısa zamanda gezme fırsatım olur. Bu güzel yazı için teşekkür ederim. Ellerinize sağlık.