farabi

Avrupa’nın “İkinci Öğretmen” Dediği Farabi ve İslam Felsefesi

/
1

Doğu ya da batı fark etmeksizin tüm dünyada felsefe alanında kabul gören düşüncelerden biri “İlk Öğretmen” tabiri üzerinedir. Avrupa ve doğu felsefeleri açık biçimde Aristoteles’i “İlk Öğretmen” olarak tanımlar. Dünyanın ve özel olarak da Avrupa’nın “İkinci Öğretmeni” ise Farabi’dir. Farabi’nin hangi etnisiteye ve millete ait olduğuna dair birçok tartışma vardır. Bununla birlikte bu büyük filozofun 872 yılında bugün Kazakistan olarak adlandırılan bölgede doğduğu düşünülmektedir.

Bununla birlikte Farabi, Suriye’nin Şam eyaletinde yaşamını yitirmiştir. Tüm bu etnisite temelli tartışmalardan bağımsız olarak Farabi, “İslam’ın Altın Çağı” olarak adlandırılan yüzyılda yaşamış ve İslam felsefesi açısından oldukça iz bırakan bir felsefe geliştirmiştir. Onun hakkındaki bir diğer spekülasyon ise doğrudan felsefesine yöneliktir. Gazali, Farabi ve İbni Sina’yı dinden çıkmakla suçlamıştır. Felsefesi uzun yıllar İslam dünyasında yankılanmış ve onun Aristotelesçi tutumla gerçekleştirdiği İslam perspektifi, önemli tartışmaların konusu olmuştur.

Farabi’nin Eserleri

Diğer birçok konuda olduğu gibi Farabi’nin eserleri kapsamında da bazı spekülasyonlar mevcuttur. Günümüzde Farabi’ye atfedilen 160’a yakın kitap olduğu düşünülmektedir. Bu eserlerin bir bölümünün doğrudan ona ait olduğu kanıtlanmıştır. Bir bölümü ise spekülatif olarak ortadadır. Tüm bunlardan bağımsız olarak Farabi’nin eserleri, büyük filozofların kitaplarının açıklaması şeklindedir.

Özel olarak Farabi, Aristoteles ve onun felsefesiyle ilgilenmiştir. Bununla birlikte Farabi’nin felsefesi çoğunlukla uzlaştırıcı bir mistisizmle özdeşleştirilir. Bu düşüncenin antik Yunan dünyasındaki en önemli temsilcileri ise Pisagor’dur. Bir çeşit tarikatın kurucusu olan Pisagor, evrenin tamamını anlamada matematiği kullanmıştır.

Farabi’nin eserleri; siyaset ve ahlak felsefesine yönelik eserler, din bilimlerine ilişkin eserler, bilimle ilişkilendirilen eserler, mantık ve dil felsefesi üzerine eserler olmak üzere dört farklı kategoride incelenir. Farabi’ye atfedilen diğer kitaplar ise bunlara ek olarak farklı bir kategori içerisinde incelenmektedir.

Birçok eseri ön plana çıkmış olsa da Farabi’nin en dikkat çeken ve önemli eserleri genel hatlarıyla şu şekilde sıralanabilir:

  • Mantığa Giriş Kitabı
  • Mantıkta Kullanılan Lafızlar
  • Harfler
  • İlimlerin Sayımı
  • İlimlerin Mertebeleri
  • Filozof Aristoteles’in Amaçları
  • Kitabu Makulat
  • Eflatun ve Aristoteles’in Görüşlerinin Uzlaştırılması
  • Öklid
  • Akıl Hakkında
  • Bir ve Birlik
  • Platon Felsefesi
  • Mutluluğu Kazanma

Farabi’nin bu eserlerinin büyük bir bölümü antik Yunan felsefesinde karşılığı olan çeşitli eserlerin açıklaması şeklindedir. Farabi, Aristoteles’in yanı sıra Platon felsefesinden ve özel olarak ise Yeni Platonculuk akımından etkilenmiştir.

Farabi ve Efsaneler

Farabi hakkındaki bazı spekülasyonlar ise doğrudan efsanelere dayanır. Özelikle İslam dünyasında Farabi’nin hikmetlerinin aktarıldığı bazı anlatılar efsane olmaktan da öteye geçmiştir. Bir iddiaya göre Farabi, 70 dil bilmektedir. Bu konuyla ilgili farklı anlatıcılar ve yazarlar çeşitli türlerde hikayelere eserlerinde yer vermiştir.

Farabi’nin Felsefesi

Farabi’nin felsefesi de tıpkı yaşamı gibi ciddi düzeyde spekülasyonlara sebebiyet vermiştir. Geleneksel İslam felsefesi bakış açısından farklı bir perspektifi olan Farabi, İbni Sina ile birlikte İslam düşüncesinde önemli bir rol oynamıştır. Farabi’nin felsefesi, tıpkı Aristoteles ve Platon gibi sistematik bir arka plana sahiptir.

Sistematik felsefeler, felsefenin alt disiplinlerinin tamamının birbirine paralel örgülü düşüncelerle bezenmiş olması şeklinde ortaya konulur. Farabi’nin doğa, siyaset, ahlak, bilim, varlık, din, bilgi felsefeleri tek bir düşünceden gelişir. Bu düşünce, “Sudur” felsefesidir. Sudur düşüncesi, aklın Tanrı’dan sudur ederek geliştiğini ifade eder.

Yeni Platoncu anlayışta da aynı şekilde karşılık bulan sudur teorisi, temel olarak bir varoluş felsefesidir. Ontolojik olarak insanın, canlılığın ve en önemlisi de aklın açıklanmasına yöneliktir. Varoluş, doğrudan Tanrıdan herhangi bir edim ya da eyleme bağlı kalmaksızın sudur etmiştir. Varoluşun birçok basamağı vardır.

Tanrı ve akıl düzleminde gelişen varoluş, maddede sonuçlanır. Farabi’ye göre varoluşun son basamağı maddenin kendisidir. Bu düşünce biçimi, aynı zamanda Tanrının varlığının kanıtlanmasına ilişkin de tutarlı bir akli prensibe dayanır. Farabi’de aynı düşünceden hareketli çeşitli biçimlerde Tanrıyı kanıtlamayı amaçlamıştır.

Farabi ve Tanrı Kanıtlamaları

Farabi, birçok farklı metot kullanarak Tanrıyı akli düzlemde kanıtlamış olmayı hedeflese de bu noktada başvurduğu üç temel yöntem dikkat çekicidir. Farabi, Pisagor’un felsefesine de uygun olarak evrende muhteşem bir harmoni olduğunu söyler. Varlıkların tekliği çiftliği, gündüz ve gece, dört element başta olmak üzere birçok detay, Farabi’ye göre evrendeki düzenin delilidir.

Bu yazımızı da tavsiye ederiz:  Kahvedeki Kafein – Gerçekten Ne Kadar Zararlı?

Evrende böylesine bir düzeni keşfetmiş olması, Farabi’yi uyumluluk üzerinden Tanrının varlığını kanıtlama götürmüştür. Farabi’nin Tanrı kanıtlamalarındaki bir diğer kullandığı metot ise nedensellik ilkesidir. Bu metot, bir yapının var olması, ancak onu yapan bir mimar olması ile mümkündür. Dolayısıyla bu evren varsa, onu yapan da olmalıdır şeklinde bir akıl yürütmeye dayanır.

Farabi’nin Tanrı kanıtlamasına yönelik kullandığı bir diğer metot ise antik Yunan dünyasında da yaygın olarak kabul gören hareket görüşü üzerinedir. Antik Yunan dünyasında hareket, canlılığın ve temel olarak bir başlatıcının delili olarak kabul edilir. Farabi’de bu düşünceyi kaynak olarak kabul edip hareketi, bir hareket ettirici ile bağdaştırmıştır. Dolayısıyla evrende bir hareket varsa, bunun bir de hareket ettiricisi, yani Tanrı olmalıdır.

Dünyanın İkinci Öğretmeni Olarak Farabi

Farabi ya da dünyada daha çok anılan adıyla Alpharabius, tüm dünyada “Magister Secundus” olarak bilinir. Onun bu unvanı elde etmesi, yine tüm dünyada “Magister Primus” olarak adlandırılan Aristoteles’in felsefesini eksiksiz ve kusursuz olarak anlatmasıyla ilişkilidir. Aynı zamanda Farabi düşünceleriyle İslam dünyasını da derinden etkilemiştir.

Aristoteles’in tüm felsefesini oldukça doğru ve sistemli bir şekilde analiz etmiş ve daha sonra Rönesans döneminde Avrupa’nın bu eserlerle tanışmasını sağlamıştır. Rönesans döneminde tercüme edilen birçok kitabın kaynağı ve karşılıklı okumaları Farabi’nin eserleri üzerinedir. İbni Haldun’a göre ise Farabi’nin ikinci öğretmen olarak kabul edilmesi mantık üzerinde yapmış olduğu çalışmalarla ilişkilidir.

1 Comment

  1. Bu yazı, Farabi ve İslam felsefesi hakkında bilgi edinmek isteyenler için oldukça faydalı bir kaynak. Kısa ve öz anlatımıyla konuyu kolayca anlaşılır hale getiriyor. Teşekkürler Parlak Jurnal!

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Genel Kategorisinde Son Yazılar