philadelphia deneyi

İlginç Bir Olay: Philadelphia Deneyi

2

Popüler kültürün bir parçası. Tarihteki bir paranormal olay. Aksinin ispat edildiği söyleniyor. Ama bir takım insanda olabilitesine inanıyor. Anlayacağınız çok çelişkili bir deney.

Bilimsel deney, Amerika’da geçiyor. Philadelphia açıklarında. Zaten ismini de buradan alıyor. Deneyin yapılmasındaki amaç ise savaş gemilerinin bir süreliğine  görünmez olması, istediği zaman görünür olması ve denizdeki radarlara yakalanmaması. Bu deneyde  Einstein’ın imzası olduğu söyleniliyor, ama bu iddia da belirsizlikler içinde. Olayın baş  kahramanı yani gemisi, USS.ELDRIGE. Baş kahramanı diyorum çünkü bütün bu yalanlamalar da bu gemi üzerinden konuşuluyor. Olayın paranormal bir şekilde gerçekleştiğini ise o sırada geminin yakınlarında farklı bir gemide bulunan Carl Allen anlatıyor.

Edison’unda sonradan katıldığı deneyin şöyle olduğundan bahsediliyor. İlk öncelikle gemi  mürettebatsız bir şekilde suya indiriliyor ve gemiye dört bir yanından verilen akımlar ile gemi bir anlığına gözden kayboluyor. Daha doğrusu yüksek akımın oluşturduğu sisler içinde olduğundan gözükmüyor. Daha sonra Philadelphia açıklarında akım kesildiğinde tekrar var oluyor. Fakat deney mürettebatsız gerçekleştiğinden yüksek akımın onlara ne yapacağı konusunda tartışmalar çıkıyor. Bu yüzden ikinci deneme ise sadece gönüllü bir takım denizcinin gemiye alınmasıyla yapılıyor. İkinci tekrarda ise, yine aynı şekilde tümüyle akım verildiğinde bir anlığına gemi sisler içinde kayboluyor. Mürettebatlar da gözükmüyor. Daha sonra akım kesilip, gemi geldiğinde ise  mürettebattaki insanların kiminin ellerinin demirlere yapışmış  hâlde bulunuyor. Kimileri ise aklını yitirmiş olarak dönüyor. Bu yüzden o an o gemide neler yaşandığı bilinemiyor. Ama o dönem bu olay oldukça popüler olmuş. Özellikle Fizikçiler arasında…Sonradan, bu olay hiçbir bilimsel veriye dayanmadığından, bu deneyden fizikçiler bahsedemez olmuş. Üniversitelerde bahsi geçilmesi yasaklanmış. Ve bir daha tekrarlanması da.

Bu deney için teorilerin en büyüğü metafizikçiler tarafından atılmakta. Elektrik akımıyla, geminin farklı bir boyuta gittiği ve bu yüzden de oradaki insanların beyinlerinin bu enerjiyi kaldıramaması ile açıklanıyor. Aynı şekilde ellerin  veya başka uzuvların demirlere yapışması ise yine yüksek enerjiden bir mıknatıs gibi davranmasında oluşuyor, yani öyle deniliyor. Tabi ki bunlar teori niteliğinde ve kanıtlanması çok güç.

Günümüzde ise bu deney birtakım insanlar tarafından yalanlanmakta. Çünkü geminin mürettebatının böyle bir deney yapıldığından haberi yokmuş. Üstelik bu olayın yalan olması iddiasını da Carl Allen’ın  tam olarak akıl sağlığının yerinde olmaması da güçlendiriyor. Fakat tam olarak ne olduğu bilinmemekte. Belki gerçekten bazı şeyler saklanıyor ya da Carl doğruyu söylüyor ve bu deney gerçek mürettebattan sır gibi saklanmış, kim bilir…

Normalde bir moleküler biyolog olmama rağmen asla yazmaktan vazgeçemiyorum. Konu araştırmalarımda kendimi geliştiriyor, geliştirdikçe mutlu oluyorum. Siz de yazdıklarımı okuyup, yorumlayınca daha bir kıvanç duyuyorum.

2 Comments

  1. Bu olay tamamen gerçektir. Günümüzde her ne kadar “acaba?” diyenler olsa da kuantum fiziğini bilmeden şüphe duymak doğru değil…

    • Ben literatürü araştırarak iki görüşü de yansıtmak istedim.Zaten sonunda okuyucuya bıraktım inanıp inanmamayı.Okuyucuya bilim sınırlarında tam olarak kanıtlanmamış bir olayı gercek gibi anlatmak doğru olmazdı.Bilimsel olsaydı üniversitelerin fizik departmanlarında bu yontem okutulurdu.

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Genel Kategorisinde Son Yazılar