ABD Savunma Sekreteri Vekili Patrick Shanahan Türk hükümetinin bir Rus füze sistemi alacağına dair endişelerden dolayı Türkiye’nin F-35 savaş uçağı eğitiminden çıkarılması adına çeşitli adımlar attı. Türk meslektaşlarına, ABD’deki eğitimde mevcut bulunan pilotların 31 Temmuza kadar ülkeyi terk etmelerini ve yeni pilotların eğitime alımının durdurulacağını söyledi.
Bir kıdemli ABD savunma yetkilisine göre, Türk topraklarına bu ay gelmesi planlanan S-400 füze sistemi hakkında Türkiye hala fikrini değiştirebilir. Bu şekilde F-35 eğitimi tekrar eski haline dönebilir.
Amerika Birleşik Devletleri hali hazırda F-35 materyalleri ve ekipmanlarını Türkiye’ye göndermeyi durdurmuş bir durumda bulunuyor. ABD silahlı kuvvetleri F-35 eğitimi vermediği takdirde Türk pilotları bu uçağı sürmeyi başaramayacak ve ABD ile onun müttefiklerinin birçok hava gücü taktiğini öğrenmekten mahrum kalacak.
Bu arada, F-35 programına Türkiye’nin katılımı 31 Temmuz itibariyle askıya alınacak. 6 Haziran’da Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar’a gönderilen mektupta Shanahan, Arizona’daki Luke Hava Kuvvetleri Üssü ve Florida’daki Eglin Hava Kuvvetleri Üssü’nde bulundan F-35 eğitimindeki 42 Türk pilotunun belirlenen tarihe kadar ayrılması isteniyor. Bu noktada tüm uluslararası yolculukları iptal edilmiş olacak ve Türk Hava Kuvvetleri personellerinin bu üslere girişleri yasaklanacak.
Pentagon’da bulunan Savunma Bakanlığı Tedarik ve İdame Müsteşarı Ellen Lord, eğer Türkiye S-400 füze sistemlerini 31 Temmuz’dan önce almış olursa, bu “kasıtlı ve ölçülmüş” yaklaşım “büyük ölçüde hızlandırılacak” diyor.
Avrupa ve NATO savunma sekreter yardımcısı vekili Andrew Winternitz’e göre alınan bu yaptırım kararının en önemli sebebi Türkiye’nin S-400 eğitimi için Rusya’ya personel göndermesi gibi görünüyor.
İki ABD Savunma yetkilisi Shanahan’ın bu mektubu imzalayıp Türkiye’ye gönderdiğini onayladı. Bu mektuba; Türkiye’nin, ABD resmi yetkililerinin F-35 ve NATO hava savunma sistemlerini tehdit ettiğini söylediği S-400 sistemlerini alma kararının devam etmesi dahilinde Amerika Birleşik Devletleri’nin atacağı adımları şart koşan detaylı bir liste eklendi.
Bir başka ABD savunma görevlisi bu dokümanda bulunan adımların, iki savunma bakanının daha önce yaptığı bir telefon konuşmasında ele alınıp konuşulduğunu söylüyor.
Geçmiş yıllarda ABD Savunma Bakanlığı birçok kez Türkiye’yi S-400 füze sistemleri alımının Türkiye’nin F-35 programındaki ortaklığını durdurabileceği konusunda uyardı. Aynı zamanda füze savunma sistemindeki tercihini Rus sistemlerine bir alternatif olan Raytheon Patriot füzelerinden yana yapmasını önerdi. ABD yetkilileri S-400 ile F-35 ve NATO hava savunma sistemlerinin entegre edilmesi durumunda, önemle korunan askeri sırlardan ödün verileceğini ve yeni hayalet savaş uçakları hakkında Moskova’nın değerli istihbarat toplayacağını söylüyorlar.
Shanahan Hulusi Akar’a gönderilen mektupta Ankara’nın bu kararının devam etmesi halinde -Vaşington için bir NATO müttefikine karşı alışılmadık bir karar olarak- yaptırımlarla sonuçlanacağı konusunda birçok kez uyarıda bulundu
Shanahan Rusya’ya karşı uygulanan Amerika’nın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası’nı (CAATSA) hatırlatarak “Eğer Türkiye S-400 sistemini alırsa Türkiye’ye karşı CAATSA yaptırımlarının uygulanabileceği konusunda ABD Kongresi’nin güçlü bir fikir birliği var” dedi.
Lakin birçok yaptırım tehdidine karşı Türkiye herhangi bir geri adım belirtisi göstermedi.
Bu haberler Türkiye ve ABD ilişkileri için gergin bir zamanda geliyor. Erdoğan ABD’nin Suriye’ye karşı savaşan Kürtlere olan desteğine ve Suriye sınırında tampon bölgenin oluşturulmasındaki gecikmeye hala tepkili bir durumda. Aynı zamanda, Türk hükümeti kendi savunma çizgisinin dayanağı olan NATO ve ABD ile Moskova arasındaki ilişkilerini dengede tutmak zorunda.
Fakat Türkiye S-400 alımına çok yaklaştığı bu süreçte Pentagon harekete geçmek için daha fazla bekleyemez. Gönderilen mektuptaki belgelere göre, eğitimde mevcut bulunan pilotların Türkiye’ye geri gönderilmesine ek olarak, bu yılın sonunda gelmesi planlanan 34 Türk pilotunun (20 tanesi Haziranda ve 14 tanesi Temmuz ile Kasım arasında) eğitimi de askıya alınacak.
Bu belgede belirtilene göre: “Bu eğitim artık gerçekleşmeyecek. Çünkü Türkiye’nin F-35 programını askıya alıyoruz. Bundan dolayı, F-35 sistemleriyle ilgili yeterlilik kazanmak için bir gereklilik kalmamıştır.”
Ayrıca 31 Temmuzdan itibaren Türk Hava Kuvvetleri personelinin F-35 Ortak Programı Ofisi tesislerine girişi mümkün olmayacak. Aynı zamanda bu mektup Türkiye’nin kendi personelini bu merkezlerden geri çekmesi konusunda direktif veriyor.
Aynı zamanda ABD 12 Haziranda yapılacak olan bir sonraki F-35 üst düzey toplantısında Türkiye’nin katılımını planlamayarak engellemiş oldu. Bu toplantılarda bütün hükümet yetkilileri ve savunma sanayi liderleri bir araya gelip F-35 programının yeterliliğini ve yapılacakları belirliyorlar.
Bunlara ek olarak, bu belgeye göre Türk savunma sanayisi F-35 programında artık yer almayacak. Sahip olduğu işler ise “alternatif kaynaklara” aktarılacak.
Shanahan bu mektupta S-400 isteğinin devam etmesi durumunda ortaya çıkacak ekonomik etkiler konusunda Akar’ı uyardı ve S-400 sisteminin temin edilmesi “işsizliğe, gayri safi milli hâsıla kaybına ve uluslararası ticarette azalmalara yol açacak” şeklinde not düştü. Yine bu mektuba göre, Amerika’nın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) yaptırımlarının Başkan Donald Trump’ın Türkiye ile yapılan ticaretin 20 milyar dolardan 75 milyar dolara çıkarılması konusundaki taahhüdünü sekteye uğratacak.
Shanahan: “F-35 gibi güvenlik konularındaki tehdidinin yanı sıra, Türkiye’nin S-400 sistemlerini temin etmesi ABD ve NATO ile işbirliğini geliştirme ve sürdürme yeteneğini engelleyecektir. Türk stratejisinin ve ekonomisinin Rusya’ya büyük ölçüde bağımlı olmasına yol açacak ve Türkiye’nin iyi gelişmiş savunma sanayisinin ve ekonomik gelişmesinin başarılarını baltalayacaktır” dedi.
Not: Bu yazının çevrilme amacı, ABD’nin S-400 savunma sistemleri ve F-35 savaş uçakları konusunda Türkiye’nin dış politikası hakkındaki fikirlerini öğrenmek ve ABD kamuoyunun düşüncesini anlayabilmektir. Şahsi düşüncelerimi yansıtmamaktadır.
Çeviri
Yazar: Lara Seligman
Çeviren: Nihat
Orijinal Metin: Foreign Policy Dergisi (07/06/2019)
Güzel bir çeviri olmuş. Elinize sağlık. Önemli detaylara dikkat ettiğiniz için de ayrıca teşekkür ederim. Şimdi iki sorum var:
1.si, zamanında Türkiye’nin Rusya’nın hava sahamızı işgal eden bir uçağı düşürmesi gibi bir olay olmuştu. Acaba bu durumdan dolayı Türkiye kendini Rusya’ya borçlu hissediyor ve o yüzden mi NATO’nun Patriotlar olmasına rağmen S-400’lere ilgi gösteriyor? Ya da daha doğrusu ilgi göstermek zorunda kalıyor?
2. sorum ise şu yönde; bildiğim kadarıyla Türkiye de bu F-35 projesinin içinde ve belli miktarda bu projeye yatırım yapmış bulunuyor. Bu yatırıma ne olacak? Verilen paralar boşa mı gidecek?
Son olarak bir şey daha eklemek istiyorum. O da şu, acaba Türkiye hava savunma sistemi olarak NATO ülkelerinin kullandığı Patriotları bir şekilde alamadığı için mi S-400’lere yöneldi? Bu Patriot ve S-400 ilişkisine de dikkat edilmeli.
Tekrardan elinize sağlık.
Güzel düşüncelerin için teşekkür ederim.
1) Haklı bir soru olduğunu düşünüyorum. Rus uçağını düşürdüğümüzden beri Türk siyasetinde çok sular aktı. Türkiye’nin S-400’leri istemesinin sebebi tamamıyla politiktir. Bu politik sebebi açıklamak üzere üç ana başlık sunmak istiyorum:
-a) ABD’de beklenin aksine, demokrat olan Hillary Clinton seçimi kaybetti ve onun yerine cumhuriyetçi neo-con Donald Trump iktidara geçti. Bu Türkiye için ve hatta dünya için bir paradigma kayması yarattı.
-b) Türkiye’nin “Uzlaşma Süreci”ni bitirmesiyle beraber ABD’nin Suriye’de Türklerden ziyade birincil olarak Kürtleri desteklemesi hükümeti kızdırdı ve küstürdü.
-c) Türk dış politikasında farklı bir ekolü temsil eden Davutoğlu ve ekibi Türk siyasetinden çekildi.
-d) Bütün bunlara ek olarak, Türk ordusu büyük badireler atlattı.
Bunlar Türkiye’nin S-400 tercihinin esas sebeplerini oluşturuyor. Esasında Türkiye’nin savunma sistemlerini Rusya’dan alması askeri ve teknolojik değil siyasi bir tepkidir. Fakat bu siyasi tepkinin içerisinde Rusya’nın siyasi hamleleri de bulunmaktadır. Türkiye ABD’ye gösterdiği tepkiyi Rusya’ya bağımlılığını arttırarak göstermemeliydi. Fakat günümüzde olan budur ve bunun sebebi Rus uçağını düşürmekten tutun Putin’in Orta Doğu’daki siyasetine kadar dayanmaktadır. Sonuç olarak, S-400’lere olan siyasi ilgi hem ABD’ye gösterilen siyasi bir tepkiden hem de zorunluluktan kaynaklanıyor. Türkiye dış politikasında başarılı değildir. Bir oraya bir buraya yalpalamaktadır. İç politikada güç kazanmak için kötü düşünülerek yapılan bazı hamleler Türkiye’yi felakete sürükleyebilir. Bir devlet adamı her şeyden önce kendi ülkesini düşünmekle mükelleftir. Fakat politikamız daha çok günü kurtarmak üzerine kurulu.
2)Bu soru hakkında teknik bir cevabım yok ve herhangi birinde de olduğunu sanmıyorum. ABD’nin mektubunda “askıya almak” gibi bir tabir kullanılıyor. Türkiye’nin F-35 sistemlerinde üretimde bulunduğu parçalar başka ülke ve şirketlere aktarılacak ve Türkiye aradan çıkarılmış olacak. Türkiye’nin yatırımları tamamen boşa gidebilir ve bunun örnekleri çok görüldü. En basitinden geriye gidecek olursak İngiltere de iki firkateynimizi vermemişti. Vermek istemezlerse vermezler bu kadar açık. Zaten bu mektup bazı çevrelerce 2. Johnson mektubu olarak nitelendirildi. Yine burada esas önemli olan F-35 yatırımlarının boşa gitmesi değil, Türkiye’nin yaptırımlara uğrama ihtimali ve NATO kanadında karşımıza çıkabilecek sorunlardır. Bu olay tamamen siyasidir.
3)Bu konuda basında birçok farklı bilgi var. Türk basınına göre Patriot sistemleri ilk önce Türkiye’ye verilmek istenmedi fakat daha sonra S-400’lere ciddi bir şekilde yöneldiğimiz görülünce Patriot’lar teklif edildi. Ama bu sefer de Türkiye bunu kabul etmedi şeklinde. Fakat bunun ABD’ye göre nasıl olduğu biraz meçhul. Bugün S-400 almamızın askeri öneminden çok siyasi bir yönü vardır. Türkiye ABD’ye bağımlı olmadığını söylemeye çalışıyor. Fakat bunu yaparken oldukça tehlikeli sularda yüzüyor. Önemli olan siyasi mesajını verirken askeri yönü unutmaması. Bir S-400’ün NATO uçağını vurması durumunda ne Rusya suçlanacak ne de ABD. Tüm suç Türkiye’ye ait olacaktır. Dış politikada çok romantik davranıyoruz. Dün dostumuz ABD idi bugün tek dostumuz -dünyanın en güçlü, en sadık ve tek amacı Türklere yardım etmek olan(!)- Rusya. S-400 mükemmel fakat Patriot rezalet, Rusya tek dost fakat ABD tek düşman. Bu düşüncelerin hepsi tersiyle birlikte hatalıdır. Fakat bu düşüncelere yol açan romantizm hastalığından hala kurtulamadık.