PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) denilen değerlendirme testi, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından; öğrencilerin fen bilimleri, matematik ve okuma yeteneği alanlarındaki becerilerini değerlendiren bir sınav araştırmasıdır. Hedef kitlesi 15 yaş grubu öğrencilerdir. Bu tam anlamıyla bir sınav veya yarışma değildir. Öğrencilerin becerilerini uluslararası olarak değerlendirme çalışmasıdır. PISA testi, öğrencilerin ne kadar bilgi “ezberlediğini” değil, bu bilgileri gerçek hayatta uygulayabildiğini veya bu bilgiler üzerinden yorum yapabildiğini test eder.
PISA uygulamasına OECD üyesi ülkeler dışında ülkeler de katılmaktadır. Türkiye bir OECD üyesi ülkedir. Örneğin 2012 PISA uygulamasına Türkiye’den 4848 öğrenci katılmış olup öğrencilerin yaklaşık %65’i 10. Sınıf (Lise 2) öğrencisidir.
Türkiye; 2012 PISA sıralamasında matematik dalında 44, okuma becerileri dalında 42, Fen bilimlerinde ise 43. olmuştur. Burada yanlış anlaşılabilecek bir nokta var. Okuma becerileri her ülkenin kendi dilinde yapılmaktadır. Yani bir Türk öğrencisi PISA testinde okuma becerileri değerlendirmesine tabi tutulurken Türkçe okumaktadır. Bir İngiliz İngilizce, Fransız ise Fransızca okumaktadır.
En başta şunu söylemeliyim ki İzlanda, Letonya, Litvanya, Macaristan, Hırvatistan, Yunanistan, gibi ülkeler bizim önümüzdedir. Bizim hemen gerimizde olan ülkelerden bazıları ise: Güney Kıbrıs, Birleşik Arap Emirlikleri, Kazakistan, Şili, Kosta Rika, Malezya ve Romanya gibi ülkelerdir.
Her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı PISA değerlendirmeleri yaparken Türk eğitim sistemi ile okuyan bir öğrencinin başarısının PISA testlerinde senelere göre artış gösterdiğini söylese de aslında tam anlamıyla doğru bir değerlendirme değildir. Başarı gerçekten artmaktadır fakat tüm ülkelerin başarısı değişik oranlarda değişmektedir. Sizce böyle bir durumda sıralamaya bakmak gerekmez mi? O zaman bakalım. 2003 PISA testinde fen bilimleri dalında 33. olan Türkiye 2012’de 43. olmaktadır. Bu bir başarı göstergesi midir? Ayrıca 2012’de katılan ülke sayısı 24 daha fazladır.
Bu arada PISA testi, kesinlikle bireysel olarak öğrencinin değil, öğrencinin eğitim gördüğü ülkenin eğitim sisteminin durumunu ortaya koyar. Bizim ülkenin öğrencilerinin başka hiçbir ülke öğrencileriyle bir farkı olabilir mi? Olsa olsa sistem onları yanlış eğitip, yönlendirmektedir. Belki de hiç yönlendirmemektedir.
Sonuç olarak Türkiye 2003 PISA’da Matematik: 35, Fen Bilimleri: 33, Okuma Becerileri: 35 sıralamalarına sahip iken 2012’de Matematik: 43, Fen Bilimleri: 43, Okuma Becerileri: 41 sıralamalarına sahip olmuştur.
2012 PISA göstermektedir ki Türkiye’de öğrencilerin %8’i en az bir değerlendirme grubunda üst performans grubunda iken OECD ülkelerinde ortalama %16’dır. (Milli Eğitim Bakanlığı) Bu oran da bir çok şeyi özetlemektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı “Bölgelere göre PISA değerlendirmesi” verilerinde görülüyor ki Ortadoğu Anadolu’dan Batı Marmara’ya doğru gidildikçe başarı düzeyi artmaktadır. Bu da PISA testinin bizim anlayabileceğimiz bir açıdan ne kadar tutarlı bir değerlendirme testi olduğunu göstermektedir. Yani, geçmişte Doğu illerimizdeki okul sayılarının azlığı ve yetersizlikler buna yol açmış olabilir.
Ayrıca yine MEB’in açıklamalarına göre okul türleri değiştikçe matematik başarısındaki farklılığın oranı %62 iken OECD ülkelerinde bu oran %37’dir. İşte yine buradan çıkarılabilecek sonuçlar çok fazladır.
6 Aralık 2016 tarihinde ise yeni PISA sonuçları açıklanacak ve Türkiye’nin sıralamasını göreceğiz. Sizi üzmek istemem ama senelere göre sıralamamıza bakasak eğer bu sene de yine aynı sayacağız veya sıralamamız düşecek gibi görünüyor…
Not: Bu arada yeni PISA sonuçlarının açıklandığı ile ilgili Türk haber siteleri Şubat 2016’da haber yapmış. Hiçbir yabancı kaynakta ve resmi OECD sitesinde bile bulunamayan verileri açıklamışlar. OECD sitesi ise yeni sonuçların Aralık 2016’da açıklanacağını söylüyor. Yine bir Türk haberciliği vakası mı?
Güncelleme 06.12.2016: Evet yeni PISA Testi sonuçları dediğim gibi açıklandı. Ne yazık ki yeni sonuçlar daha da vahim. Yazımda da belirttiğim üzere yine bu hatalardan ders çıkarıp önlem alması gereken kurumlar ne yazık ki sonuçların tabir caiz ise “kabak gibi” ortada olmasına rağmen “biz başarılıyız” demeye getiriyor. Hatta bu konuyla alakalı en üst yetkililer “Sadece Fen Liseli öğrencilerimiz girse birinci ülkenin ortalamasına yakın oluyorduk” gibi açıklamalar yapıyor. Hemen açıklayayım: Bizim Fen Liseli öğrencilerimizin başarı ortalaması bir Japonya, bir Singapur’un ortalamasına yaklaşıyor. Bu doğrudur fakat düşünün, bizim en başarılı öğrencilerimiz Singapur ve Japonya’nın herhangi bir ortalama öğrencisini bile geçemeyecek düzeyde. Bu bir başarı mıdır ? Bizim ortalama öğrencimizin durumu ise içler acısıdır.
Güncelleme2: PISA 2018 raporu ve Türk eğitim sistemindeki problemleri kaleme aldığım yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
Kaynakça:
1) Programme for International Student Assessment