Aslında daha önce de zaman zaman bahsi geçen ama üzerinde fazla durulmayan bir konu; yapımcıların ve dağıtıcıların pastadan aldığı paylar. Son olarak Cem Yılmaz ve Mars Grubu arasındaki karşılıklı demeçler ve tweetlerle tekrar gündeme geldi. Dağıtıcı firmaların mısır meşrubatla birlikte verdiği bilet fiyatlarını düşük göstererek yapımcıdan para kaçırdığı iddiası ve yapımcıların vatandaşı arkasına almak için gelin bilet fiyatlarını 10 lira yapalım söylemleri gündemi oldukça meşgul etmiş durumda.
Aslında her şey Cem Yılmaz’ın yakın zamanda vizyona girmesini beklediğimiz Karakomik filmler adlı eserini izleyiciyle buluşturmak istemesiyle başlıyor. Normalde Cem Yılmaz filmleri neredeyse çekilmeye başlandığı andan itibaren sürekli karşımıza çıkar. Vizyon tarihi gözümüzün içine içine sokulurdu hatta o kadar ki vizyona girmeden önceki 3 aylık süreçte gittiğiniz her filmde onun çıkacak filminin reklamını görürdük. Fakat bu eserin 27 Aralık 2018 tarihi itibariyle çekimleri tamamlanmasına rağmen henüz vizyon tarihi dahi belli olmadı. 25 Aralık 2018’de yapımcılar ve dağıtıcılar arasında bir dizi toplantı gerçekleştirildi fakat uzlaşı sağlanamadı. Olayın aslı 30 Aralık 2018 tarihli Hürriyet Gazetesinde yayınlanan Cengiz Semercioğlu’nun Mars Grubu’nun Kurumsal İlişkiler Direktörü Aslı Irmak Acar ile yapmış olduğu röportaj ile gün yüzüne çıktı. Piyasadaki sinemaların yaklaşık %35’ini elinde bulunduran Mars Grubu’nun Kurumsal İlişkiler Direktörü röportajında “Cem Yılmaz olmazsa başka Cem Yılmaz’lar çıkarırız, film çekmezlerse çekenini buluruz” tarzı ifadeler kullanması Cem Yılmaz’ın Twitter üzerinden ağır şekilde eleştirmesine sebep oldu. Cem Yılmaz “Hayatımda ilk defa gördüğüm bu hanım yeni Cem Yılmaz’lar çıkaracakmış! Yavaş çıkarsın. Hanımefendi hadi bırak Cem Yılmaz çıkarmayı da tüm Türkiye de sinema biletini 15 lira yapmayı teklif ediyorum 40 liraya bilet satmak yok, var mısın ? Yoksun tabi… İyi çıkarmalar” şeklinde tweet atmasıyla ortam iyice kızışmış oldu.
Sayın Aslı Irmak hanım röportajında konuyu şöyle özetliyor; diyelim ki bir izleyici 10 liraya bilet, 10 liraya da mısır alıyor. Biz kampanyayla mısır + bileti 15 lira yaptık, bu da izleyicinin faydasına çünkü biz istiyoruz ki Türkiye’de sinema kültürü gelişsin, daha fazla insan sinemaya gelsin. Düşünüldüğünde kulağa mantıklı gelen bir durum fakat burada dağıtıcı firma işin hilesine kaçıyor ve indirim yapılan kısmı bilet olarak gösterip, gelir kısmında bileti 5 lira mısırı 10 lira olarak gösteriyor. Böylece yapımcıların aldığı pay azalıyor. Sayın Aslı Irmak hanıma bu durum sorulduğunda ise kendisi “Biz 1 yıldır bu olayı böyle yapıyoruz ama yapımcılar yaklaşık 5 yıldır aynı oranda para alıyor” gibi komik bir cevap veriyor. Daha sonra da “Doğuda 3 liraya falan bilet satılıyor bu dengesizliğin bütün sebebi o” diyor. Röportajın bir kısmında ise “Biz sektöre bir standart getirdik, hemen hemen her yerde bilet fiyatlarımız aynı” diyor. Fakat aynı şehir içindeki farklı sinema salonlarındaki bilet fiyatları arasında bile uçurumlar var.
Gelelim yapımcılara
Bu tartışmada yapımcı tarafının da tamamen haklı olduğunu düşünmüyorum. Özellikle sosyal medya üzerinden bilet fiyatları Türkiye’nin her yerinde 10 lira olsun, meşrubat mısır kampanyaları bilet fiyatlarını etkilemesin gibi kampanyalar yaparak tartışmada izleyiciyi saflarına çekmek istiyorlar. Yoksa onların da izleyicinin cebini düşündüğünü pek sanmıyorum açıkçası. Zaten Türk Sineması’nın son zamanlarda sadece gelir odaklı çalışmaya evrilmesinin de sebebi bu. Ne yapımcısı ne dağıtıcısı kimse kaliteli içerik üretmenin peşinde değil. Herkes bir bilet fazla satıp bir lira fazla kar etme derdinde. Bütün bunlar olurken bazı kaliteli yapımcıların çektikleri filmlerin kar marjı düşük diye dağıtıcı firmalar tarafından vizyona sokulmaması insanı gerçekten üzüyor. Zaten Türkiye’deki sinema salonlarından %35’ine sahip bir şirketin kurumsal ilişkiler direktörünün verdiği röportajı okuyarak da Türk sinemasından beklentilerimizi şekillendirebiliriz. Üzgünüm arkadaşlar sinema sektöründe her zaman para > kalite
Gündemdeki bu konuyu iyice açıklayan bu yazınız gerçekten çok güzel olmuş, elinize sağlık sayın yazar. Baktım baktım ve gördüm ki, yine gapitalizmin oyunları 🙂
Değerli yorumlarınız için teşekkür ederiz efenim
“Doğuda 3 liraya falan bilet satılıyor bu dengesizliğin bütün sebebi o”
Şu açıklama benim aklıma çok farklı şeyler getirdi…
Bir öğrenci olarak bu konuyu yorumlamam gerekirse: Gerçekten sinema sektöründe fahiş fiyatlara bilet satılıyor. Bu konuda çareyi, sürekli sabah seansları izleyerek ve indirim kovalayarak bulduğum halde bu beni çok rahatsız ediyor. Biraz yazıdan uzaklaşmış olacağım ama. Sadece sinema değil. Sanatın her alanında, verilen emeğin bir grubun tekeline terk edilmemesi taraftarıyım. Halkımızın her şeye alıştığı bir gerçek olsa da gerekli açıklamalar yapıldığında, şeffaf davranıldığında, gösterilmesi gereken reaksiyonu göstereceğimize inanıyorum. Ayrıca ellerine sağlık…
Peki son çıkan yasadan sonra ne olacak? Artık mısır-sinema bileti ayrıldı şimdi ne yapacaklar?