Günebakanım…
Yıldızların üstünde olduğumuz
Zamanlarda,
Kesişti yolumuz.
Kuru sıcak gökyüzü,
Bizi kucakladı
Ve en çok,
Günlerin uzun oluşu
Kandırdı…
Yolumuz sevgi yolu;
Düşümüzde yıldızlar,
Çiçekler, güzellikler…
İkimiz de kuş misali,
Tutunacak
Bir dal arıyorduk,
Acıdan uzak…
Esaslarda anlaşır, pi’yi üç alırdık!
Olmayacak şey değildi.
Yani alınca sevgiyi,
Görünce güneşi…
Tomurcuk misali,
Açardı sevdalık.
Sevdayı günlere, saatlere bölmek zordu
Güneş, tenini yalnız yazın yakardı,
Sevgi yolunun dört mevsimde yeri,
Dört mevsim kavrulurdu arzu…
İlk defa kaptırdım kendimi…
Özünü sevmenin eşsiz güzelliği,
Seni sevmenin cesareti ile
Birleşti…
Ve biz hiç savaşmadan, böylece
Yeni bir dünya kazandık, birlikte…
Her şey içinde saklar
Gizini,
Bulut suyu taşır
İnsan ömrünce sevgiyi,
Yerin altındadır
Bir ağacın cevheri,
Yerin üstüne çıkar
Öğrendiğinde sevmeyi…
İşte ben de böyle
Yavaş yavaş öğreniyorum
Güneşimi sevmeyi…
“Beni hep şiirle anlat” derdin,
Şiir aynasıydı kederin…
Şiirimin eksiği çok,
Tınısı bozuk
Ve daha da kötüsü senden uzak.
İnan bana sevgilim!
Şiirimde gözlerine bakıp
Yüreğini okumak isterdi…
Seni seviyorum…
Çünküsü yok,
Çünküsü çok…
Hadi gel sevgilim,
Seninle bir ömre varalım…