Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilk kurultayı Sivas Kongresi olarak kabul edilir.
I. Dünya Savaşı‘nın ardından işgal edilen Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarında işgale karşı direnen çeşitli cemiyetler kurulmuştu. Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri olarak adlandırılan bu cemiyetler 4 Eylül-11 Eylül 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün çağrısıyla Sivas’ta toplandı. Sivas Kongresi olan tarihe geçen bu toplantı Cumhuriyet Halk Partisi tarihinin ilk kurultayı olarak kabul edilir. Sivas kongresinde ayrıca işgale karşı direnen tüm Müdafaa-i Hukuk Cemiyetler yine bu kongrede Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (ARMHC) olarak birleşti. 23 Nisan 1920’de toplanan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yer alan isimlerin tamamı aynı zamanda ARMHC delegeleridir.
1922’ye gelindiğinde Meclis üyeleri birinci ve ikinci grup olmak üzere ikiye ayrıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğini benimseyen birinci grup, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla beraber siyasi faaliyetlere ağırlık verdi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk seçimi olan 28 Haziran 1923 seçimlerine tek liste ile katılan grup, bir sandalye hariç Meclis’teki bütün sandalyeleri kazanmayı başardı.
Atatürk daha önce bir kaç defa “Halk Fırkası” hakkında konuşmuş olsa da ortada somut bir oluşum yoktu. Ancak 9 Eylül 1923’e gelindiğinde Atatürk, “9 Umde” ismindeki siyasi parti programını açıkladı. Bu açıklamadan 2 gün sonra İçişleri Bakanlığı’na bir dilekçe veren Atatürk resmen Halk Fırkası’nı kurmuş oldu. Böylece Cumhuriyet Halk Partisi resmi olarak ilk defa Halk Fırkası adıyla tarihteki yerini almış oldu. Partinin resmi kuruluş tarihi 11 Eylül olmasına rağmen, Atatürk’ün 9 Umde programını açıkladığı gün olan 9 Eylül 1923 resmi kuruluş tarihi olarak kabul görür. Atatürk’ün açıkladığı parti programının akabinde kurulan Halk Fırkası’nın kurucuları arasında Celal Bayar, Cemil Uybadın, Kazım Hüsnü, Sabit Sağıroğlu, Saffet Arıkan, Zülfü Bey ve partinin ilk genel sekreteri Recep Peker yer alır.
Halk Fırkası’ndan Cumhuriyet Halk Fırkası’na
Halk Fırkası’nın kuruluşunun ardından aynı yıl 29 Ekim’de Halk Fırkası’nın 158 milletvekili Meclis’te Cumhuriyet ilanını onayladı. Aynı gün Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak Mustafa Kemal Atatürk seçildi. Cumhuriyetin ilanıyla beraber Halk Fırkası’nın adı da değiştirilerek Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) yapıldı.
1924 yılında halifeliğin kaldırılmasından rahatsız olan ve Milli Mücadele’nin lider kadrosunda yer alan Kazım Karabekir, Refet Bele, Rauf Orbay, Adnan Adıvar, Hüseyin Avni Ulaş, Cafer Tayyar Eğilmez, Bekir Sami Kunduh ve Hüseyin Cahit Yalçın’ın içlerinde olduğu bir grup milletvekili Meclis’te ayrı bir parti kurdu. Grup, 17 Kasım 1924’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) adıyla partileşti. Cumhuriyet’in ilanından sonra kurulan ikinci parti olan TCF, gerici Şeyh Said İsyanı’nın ardından, önde gelen isimlerinin siyasetten uzaklaştırılması veya idam edilmesiyle beraber bir yılı tamamlayamadan kapatıldı. Yaşanan bu durumla beraber 1946’ya kadar Cumhuriyet Halk Fırkası seçimlere katılan tek parti olarak kalmıştır. II. Dünya Savaşı dönemi İsmet İnönü liderliğindeki CHP’de ise işler değişecektir.
Cumhuriyetin ilanıyla beraber yapılan devrimlerin çoğunluğu CHF’nin 2. Kurultayı öncesi hayata geçirildi. Parti’nin İkinci Kurultay’ında parti tüzüğüne partinin cumhuriyetçi, halkçı ve milliyetçi ilkeleri girdi. Atatürk’ün değişmez Genel Başkan olarak kabul edildiği kurultay da İsmet İnönü Genel Başkan Yardımcısı olarak atandı. Bu kurultayda ayrıca Mustafa Kemal Atatürk Büyük Nutku’nu okudu.
Çok partili hayata geçiş denemeleri
Dünya çapında 1929 yılında başlayan krizden genç Türkiye Cumhuriyeti de payına düşeni aldı. Bu dönemde iktidar devletçi politikalar izleme eğilimi göstermiş, önemli görülen yatırımların devlet tarafından yapılması planlanmıştı. Ancak 1930 gelindiğinde krizin devam etmesi ve halkta baş gösteren huzursuzluk iktidarı çok partili hayata yöneltti. Atatürk’ün hali hazırda istediği çok partili hayata geçiş denemesi de bu dönemde gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Atatürk, yakın arkadaşı Fethi Bey’den yeni bir parti kurmasını istedi.
Ağustos 1930’a gelindiğinde Cumhuriyet Halk Fırkası (Cumhuriyet Halk Partisi) üyesi 15 milletvekili, Fethi Bey’in kurduğu Serbest Cumhuriyet fırkası’na (SCF) geçiş yaptı. Yeni kurulmuş cumhuriyet daha tam düzene oturtulamamışken yaşanan dünya çapındaki krizle beraber bu yeni muhalefet partisine halkın gösterdiği ilgi yoğun oldu. Cumhuriyet karşıtlarının da ilgi gösterdiği SCF’nin İzmir’de düzenlediği miting rejim karşıtı bir hal aldı. Bu mitingin akabinde Menemen Olayı’nın gerçekleşmesiyle beraber, SCF kendini feshettiğini duyurdu.
Cumhuriyet Halk Fırkası tüzüğüne altı ok girdi
İkinci defa denenen çok partili hayata geçişin de başarısız olmasıyla beraber CHF iktidardaki yerini pekiştirdi. Partinin 1931 yılında düzenlenen Üçüncü Kurultay’ında parti tüzüğü yenilenerek bugün bilinen “Altı Ok” tüzüğe girmiş oldu. Cumhuriyetçilik, laiklik, milliyetçilik, devletçilik, halkçılık ve inkılapçılığı simgeleyen Altı Ok’un simgesi İsmail Hakkı Tonguç tarafından çizildi ve CHF tarafından 1933 yılından bugüne kadar simge olarak kullanıldı. Aynı kurultayda partiye bağlı taban hareketi oluşturulması kararı alındı ve Halkevleri’nin kuruluşu gerçekleştirilmiş oldu.
Cumhuriyet Halk Partisi adının alınması
Üçüncü Kurultay’dan 2 yıl sonra Mayıs 1935’te, 350’nin üzerinde milletvekili ve 150’nin üzerinde il delegesinin katılımıyla Dördüncü Kurultay düzenlendi. Kurultay’da dil devrimi uyarınca partinin adının Cumhuriyet Halk Partisi olarak değiştirilmesi yönünde karar alındı. Böylece bugün kullanılan Cumhuriyet Halk Partisi adı ilk defa resmi kayıtlara girmiş oldu. Bunlarla beraber Kemalizm kavramı bu dönem ilk defa parti programında kullanıldı.
Kurultayda özel girişime yönelik kontrol uygulanması ve kişilerin yapamayacağı işlerin devlet tarafından yapılması şeklinde değiştirilen devletçilik ilkesi çeşitli tartışmalara yol açtı. Toprak ağası Eskişehirli Emin Sazak yeni tanıma tepki göstererek devletçilik ilkesinin değiştirilmesini istedi. Dönemin Genel Sekreteri Recep Peker, Sazak’a sert tepki gösterdi.
CHP’nin il başkanlarının vali olması
Çeşitli siyasi tartışmalarda kullanılan CHP’li il başkanlarının vali olması durumu yine Atatürk döneminde 1936 yılında gerçekleşmiştir. Yıl içerisinde yayınlanan genelgenin ardından CHP’li il başkanları bulundukları ilin valisi, CHP Genel Sekreteri ise İçişleri Bakanı makamına getirilmiştir. Ayrıca genelgeyle bir CHP’nin Altı Ok’u Anayasa’ya sokulmuştur.
Konuk Yazar: Tebdili Kıyafet
siteniz güzel, yazılarınız da güzel ama biraz az aktifsiniz sanırım. daha çok yazı yazmalısınız yükselmek için.
sayın yazar elinize sağlık, diğer yazılarınıza da şöyle bir baktım. tüm yazarların eline sağlık. yazılarınız çok güzel.
güzel bir özet olmuş, elinize sağlık