Mükemmellik… İhtişam… Ne güzel kelimeler bunlar. Her insanın hayâllerini süsleyen, hayatında olmasını istediği kelimeler aslında. Ama psikolojiye göre öyle değil. Neden mi? Dilerseniz, hemen anlatayım.
Pratfall etkisi dediğimiz olay yapılan bir psikolojik deneyin sonuçlarını gösteriyor. Aslında doğru bildiğimiz bazı tür doğruları yalanlayacak şekilde. Elliot Aronson tarafından Minnesota Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiş bu deney. Amaç , insanları görmeden nasıl kriterlerle sevdiğimizi bulmakmış. Bunun için dört tane insanla görüşülmüş. İlk ikisi yüksek potansiyelle sahip, kültürlü insanlarmış. Diğer ikisi ise orta düzeyde diğer ikisi kadar kültürlü olmayan normal şartlarda yaşayan insanlarmış. Ve üniversiteden kırk sekiz üniversite öğrencisi seçilmiş. Daha sonra bu 4 kişiyle teker teker görüşmeler yapılmış, görüşmeler ses kaydına alınmış. Yüksek potansiyele sahip kişilerden ikisi de tek tek yapılan görüşmelerde soruların yüzde doksanına doğru cevap vermiş. Lâkin, ikinci görüşülen kişi bilerek kahveyi masaya dökmüş ve ses kaydında duyulması için “Tüh! Her yer kahve oldu.” demiş. Üçüncü ve dördüncü kişiler soruların yüzde otuzuna cevap vermiş. Fakat dördüncü kişi de bilerek hata yapmış. Sonra, bu ses kayıtları 48 üniversite öğrencisine dinletilip, puanlandırılması istenmiş.
Sonuçlar ise, bir hayli şaşırtıcı olmuş birinci ve ikinci görüşülen kişinin sorularının çoğu doğru olmasına rağmen görüşme sırasında kahveyi masaya döken en yüksek puanı almış. Aynı şekilde üçüncü ve dördüncü kişilerde aynı skorda cevaplandırmalarına rağmen görüşme sırasında hata yapmayan diğerinden daha yüksek not almış. Görüldüğü gibi aynı skorda, fakat sakarlık yapan daha sempati kazanmış. Tam tersi olarak, düşük skorlulardan hata yapmayan diğerine göre yüksek not almış. Bu duruma da psikolojide şöyle açıklık getirmiş. Eğer mükemmelliği benimsenmiş insanlar sakarlık yaparsa gözümüze batmaz, hatta daha sevimli gözükürmüş. Aksi yönde, sıradan insanlar hata yaparsa bu gözümüze sevimli gelmezmiş. Bu duruma da gözden düşmenin olumlu bir etkisi olarak Pratfall Etkisi denmiş.
Günümüzde ise bu etkinin insanların psikolojisi üzerinde kullanıldığı düşünülüyor. Son zamanlarda haber niteliğine gelen, Oscar ödül töreninde Jennifer Lawrence’ın eteğine takılıp düşmesi gibi. Beli bunu cidden bilmeden yaptı ama büyük ses getirdiği ve gündem olmak için büyük yarar sağladığı kesin. Dikkat ederseniz, haber bültenlerinde spikerlerin dili sürçtüğü zaman ya da ünlüler küçük, tatlı hatalar yapar. Bu hataların ses getirmek için yapıldığı düşünülüyor. Bir de hep dizilerde sevimli sakar kız imajı yaratırlar ya, işte bu yüzden.
Zihnimizin tuhaf oyunlarıyla, ‘bilerek düşmek’ terimini de lügâtımıza kattığımıza göre, artık sizi şaşıran ifadelerinizle baş başa bırakabilirim.
aslında bu çok çalışan çok sert görünen birinin minik bir kızdan ya da sıradan bir şey için o kişiden herkesin gözü önünde özür dilemesi gibi bir şey. Ya da her zaman doğru kararlar alan birinin yanlış karar aldığında benim hatam deyip suçu üstüne alması gibi 🙂
evet bunlar gerçekten hoş ve sempatik
Haklısınız gerçekten öyle. Bu durum içimizi ısıtan bir duyguya sebep oluyor. Lâkin bu duygu da diğer duygular gibi artık bir bakıma suiistimal edilmekte.