Beklentisiz onca zamana bedel,
Tutundun ise aynı zamanda bir yâre,
Bekleyip bak elinde kalandan evvel,
Gönülde bıraktığı binlerce pare.
Güzellik, para, makam ne varsa öldür,
Sevmek için bahane edilen sayısız figür,
Seni seven O ağlasa hüngür hüngür,
Yine ben değil; onlar naile!
(Naile: muradına ermiş olan.)
İster Ferhat ol, Şirin’e dağları del,
İster Züleyha ol, Yusuf’a dokunan el,
İster Mevlâna ol, desen de gel,
Yar sevmedikten sonra hepsi nafile!
Sevmek sevmek, dedikleri kaybedilmiş yarış,
Ne yanmışlık var içinde ne küçücük fikir.
Bir bakışa ruhuma dokuduğun nakış,
Bir yanmışlık ve şimdi sana bir şiir.
Annem derdi, yavrum, hayallere dalma,
Sana uzanan elma şeytandansa alma.
Her sevdiğin kul, sen gibidir sanma,
Gözünü kör eden şey ne büyü ne sihir!
Dokunduğun gül şimdi, oldu mu sivri diken,
Hızlıca biten yollar artık bitmez iken,
Giydiğin beyaz gömlek aşktan, oldu ise kefen,
Yediğin o bal anla ki zehir!
Ne nedir ne değildir, derken geçen zaman,
Artık yıprattı bu yaprağı solmuş sallanır.
İstemem başka kul, ne olur aman!
La havle Ey Rabb’im, Ey Sultan’ım,
Ey tutunduğum dalım, biricik Allah’ım!
(La havle: Kuvvet, Sabır)