30 Kasım 1935 tarihinde dünyaya gelen Woody Allen ya da gerçek ismiyle Allen Stewart Konigsberg, sinema dünyasının en popüler yönetmenlerinden bir tanesidir. Aynı zamanda senarist, müzisyen ve oyuncu da olan Allen, birçok dikkat çeken filmin yönetmenliğini yaptı. Özellikle “Annie Hall”, “Paris’te Gece Yarısı” gibi filmlerin yönetmenliğini yapan Allen, kullandığı çekim teknikleriyle de ön plana çıkmış bir isimdir.
Sanatın her dalı, büyük bir yaratıcılık gerektirir. Sinema da “göstermeye bağlı” bir sanat dalı olduğundan, yaratıcı ve özgün çalışmalardan beslenir. Bu girizgâh, Allen’ın, sinemanın içerisinde kendisine nasıl yer bulduğunu anlamak adına çok önemli. Bir yönetmen düşünün hem ilgi çekici filmler çekiyor hem de çektiği filmlerde oyuncu olarak yer alıyor. Bunları da başarılı bir şekilde yapıyor. İşte bu kişi Woody Allen’dır.
Woody Allen’in aslında filmlerinde, hangi rolü oynarsa oynasın ne kadar utangaç bir karakter olduğunu görüyoruz. Bu utangaçlık, yönetmenin gerçek hayatından izler taşıyor. Çok utangaç bir çocukluk geçiren Allen, zaman içerisinde bu utangaçlığını yaratıcılığını ön plana çıkardığı işler yaparak atmaya çalışıyor.
Ortodoks Yahudi bir ailede dünyaya gelen Woody Allen, katı kuralları olan bir annenin ve sürekli iş değiştiren bir babanın çocuğuydu. Yedi-sekiz yaşlarında ilk filmini çekmeye başlayan Allen, 15 yaşında ismini Woody Allen olarak değiştirdi. Daha sonra televizyon ve radyo programları için espriler üretmeye başladı. O kadar çok “şaka” üretiyor ve bu şakalar o kadar çok dikkat çekiyordu ki bu alanda ilerlemeye başladı.
Zaman içinde yazarlık kabiliyeti ile ön plana çıkan Allen, bir süre sonra sinema sektöründe çok daha fazla yer etmeye başladı. Yönetmen koltuğunda oturmakla birlikte yönetmenliğini yaptığı filmlerde oyuncu olarak da yer aldı. Kendisi, aslında kamera kullanmayı bilmeden bu sektöre giriş yaptığını ifade etse de çok yaratıcı bir yönetmen olduğu ve yanında kendisine destek olan işinin ehli kişiler bulunduğu için sektörde dikkatleri üzerine çekmeye başladı.
İçindekiler
Çoğu Filminde Hem Yönetmen Koltuğunda Oturdu Hem de Oyunculuk Yaptı
Birçok filminde yönetmenlik ve oyunculuğu bir arada götüren Woody Allen, birçok nitelikli filme imza attı. Ünlü yönetmeni daha çok komedi filmlerinde görüyor olsak da o aslında dram filmlerinde yer almayı istiyordu. Ama biz onu, komedi unsurlarının yoğun bir şekilde yer aldığı komedi filmleriyle birlikte anmaya devam ediyoruz.
Allen’ın birçok filmi ünlense de en dikkat çeken filmi hiç kuşkusuz ki 4 Oscar Ödüllü Annie Hall’dır. Filmde Allen, eşinden boşanmış Yahudi Alvy Singer’ı canlandırır. Filmin hem senaristi hem de yönetmeni olan Allen, farklı çekim tekniklerini kullanarak filmin oldukça ilgi çekici bir hal almasını sağlar. Filmin açılış sahnesinde kameraya bakarak konuşan Allen, döneminde sıra dışı olarak nitelendirilebilecek bir tekniği de kullanmış olur.
Filmin henüz başlangıcında Singer ile Annie karakterlerinin ayrılmış olduğunu görürüz. Bu durum, filmdeki zaman çizgisinin gerçek hayattakinden oldukça farklı olduğunu gözler önüne serer. Postmodernist bir yaklaşım olarak değerlendirilebilen bu tutum, aslında filmin ilgi çekici yönlerinden bir diğeridir. Geriye dönüşlerle ilerleyen filmde, Annie ve Singer’ın birlikte olduğu zamanlara dair sahneler görürüz.
Yine oyuncu olarak da dahil olduğu filmlerden bir diğeri de Manhattan’dır. Fransa’da “En İyi Yabancı Film” dalında Cesar ödülünü kazanan filmde 42 yaşındaki bir adamın 17 yaşındaki bir kıza âşık olmasına odaklanılır. Fakat daha sonra işler karışacak ve ana karakter, flört ettiği kızın yakın arkadaşının metresine âşık olacaktır.
Ünlü yönetmen Allen’ın bunların dışında da ilgi çekici filmlerinin olduğunu söyleyelim. “Hannah and Her Sisters”, “Mighty Aphrodite”, “Anything Else”; yönetmenin başarılı filmleri arasında yer alıyor.
Hiç Kesme Yapmadan Aşırı Uzun Sekanslardan Oluşan Filmler Çekti
Woody Allen denildiğinde herkesin aklına, farklı çekim teknikleri gelir. “Bir Cinayet Sırrı” adlı filminde, baş karakterler Larry ve Carol’un arabada birbiriyle tartıştığı bir sahne var. Burada arabanın dışından bir çekim yapılıyor. Kadrajda doğrudan Larry (Woody Allen) bulunuyor. Yanında eşi oturuyor olsa da izleyici, Carol’u bir sis perdesinin ardından görmektedir. Bu teknik, çiftin sürekli didiştikleri anlardan birinin çok özel bir atmosfere bürünmesini sağlamış.
Bunun yanı sıra Allen’ın hiç kesme yapmadan aşırı uzun sekanslardan oluşan filmler çektiğini de söylemek mümkün. Çekim tekniklerinden bir tanesi olan Plan Sekans, uzun sekanslar halinde çekim yapılmasına olanak tanır. Yakın planlar, genel planlar, geriye dönüşler ve kesitlerde kesme yapılmaz. Aslında bu teknik, tiyatro oyunlarındaki atmosfere oldukça benzer. Tiyatroda da herhangi bir kesinti yapılmaz.
Allen tarafından da kullanılan bu teknik, oyunculara doğaçlama yapma şansı tanır. Çünkü bu teknik sayesinde oyuncular, yönetmenin kesmeleri ne şekilde birleştireceğine dair herhangi bir kaygı içerisinde değildir.
Allen’ın kullanmış olduğu farklı çekim tekniklerini konuşurken “Hannah ve Kız Kardeşleri” adlı filme de değinmeden olmaz. Bölümlere ayrılmış epizodik bir anlatım üzerinden olayların devam ettiği film, iki yıl içerisinde yaşanan olaylardan kesitleri izleyici ile buluşturuyor. Filmin ilk bölümünde karakterler arasındaki ilişkilerin detaylı bir şekilde verildiğini gözlemliyoruz.
Daha sonra ise olayların bir noktada birleşmeye başlaması, aslında olaylara atılan küçük düğümler olarak filmin şekillenmesini sağlıyor. Şükran Günü yemeği ile başlayan filmde kamera, karakterleri oldukça detaylandırır. Dinamik bir kamera kullanımı, insan düşüncesinin hareketliliğini de gözler önüne sermektedir.
Başarılı filmleri ile sinema dünyasında kendisine yer edinmiş olan Woody Allen, çok özel filmlerin seyirciyle buluşmasını sağlamıştır. Bu nedenle bazı filmlerinin çok daha detaylı bir şekilde incelenmesi, Allen’ın yönetmen kimliğini anlama açısından faydalı olacaktır.
woody allen araştırılması gereken kıymetli bir sinema ikonu bu konuyla ilgili çok az yerli inceleme var teşekkür ederim