ali erdem beyazıt

Bir Hak Ediş

1

Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın!
Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla!
Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde!
Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum!
Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda!
Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında!
Hiç bilmiyorum! Hayat taviz vermediği hızı ve kavgasıyla akıp gidiyor!  

-Adil Erdem Beyazıt 

    Ne zaman yorulur insan? Nasıl biriktirir acılarını içinde? Neden telaşlı olur ve niye insan hep yaşından büyük işler yapma derdinde?  Bilmiyorum yine, sadece düşünüyorum ben de.
    Herkes içindeki boşluğu doldurma derdinde ya da o boşlukla yaşamaya alışmaya. Aslında kimi zaman da o boşluğa sığma, kendini belirli kalıplara sığdırma ve rahat bir nefes alma derdinde belki de kimliğini kaybettiğini fark edemeden.
    Ne dersiniz bundan olabilir mi bazen bir yerlere saklanma ve  insanlardan kaçma isteğimız.  Dünün pişmanlıkları ve geleceğin kaygıları arasına sıkışmış bir ömür yaşamaya çalışıyoruz, keşkelerle oyalanıyor iyi kilere tutunuyoruz. Biriktiriyoruz kavgalarımızı, yorgunluklarımızı, durgunluklarımızı. Biriktirdiklerimizle zamanın içinden geçiyor fark edemeden büyüyoruz.
yalnizlik
    Yalnızlık belki de biriktirdiklerimize yaklaşmak, tanımak, anlamak için bizlere verilmiş büyük bir nimet. Yorgun ruhumuzu biraz da olsa dinlendiren bir sığınak. Susarak konuşmanın diğer adı yalnızlık.
    İnsanın kendi kabuğuna çekilmesi, iyi ki leri ve keşkeleri ile hesaplaşması için ihtiyacı var yalnız olmaya. Anlaşılmamaktan şikayet ederiz ya çoğu zaman "En yakınlarım bile anlamıyor beni" deriz ya hani. Oysa anlaşılmak için ilk adım anlamaktır kendini, içine bakabilmektir. İşte bu zamanlarda yalnızlık sığınılacak en güzel limandır.
    "Yalnızlıktan korkmak ya da yalnızım diye üzülmek yalnız kalamamanın işaretidir. Yani yalnızlık aslında duygusal bir şarkının kederli bir nakaratı değil zor olan bir hak ediştir"

Düşler ülkesinden bir kaza sonucu sevgisiz insanlarla dolu dünyanıza düstüm. Kim oldugumu sorarsanız "Biraz rüzgarım biraz dalga" şairin dediği gibi. Aslında belki kendimi arıyorum ben de burda. Yaşım konusunda da farklı düşünceler var ama ben hepinizle akranım. Burdan çoğu zaman düşler ülkesine olan özlemini paylaşıyorum sizlerle. Herşeyin yeterince gerçek olduğu bu dünyada biraz da olsa hayallerimize sahip çıkalım ne dersiniz ? Unutmayın insan kardeşlerim: "İnsan Sevgi İle Yaşar "

1 Comment

  1. “Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
    Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım…
    Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.”
    Didem Madak’ın bir şiirinden. Buradaki yalnızlığı sizin dediğiniz gibi anlarsak eğer şiir mana olarak daha güzel bir yapıya girecek. O doksan dokuz yalnızlığı da kainattaki hiçbir şeye değişmemek dileğiyle. Bu yazınızın altına da güzel gitti. Bakış açımız değişti şiire de. 😉

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Edebiyat Kategorisinde Son Yazılar

Sevgi Eken Sevgi Biçe

Saçıma ak düştü bu sene, İlk tanenin havaya düşmesi gibi; Hiç olacak olanın üstüne. Hissettim o

Şapșik

En beklenmedik anda, nameler getirdi güvercinler. Bilmiyorum nasıl vardım yanına, başım kollarımın arasında. Bakışınca gözlerinle, düşüncelerim

Kardan Adam

Güneşin ilk ışıkları henüz yeni yeni karların üzerine vuruyordu. Sabah koşusunu yapmak için evinden hızlı adımlarla

Aynaya Bakınca -1

Saat hayli geç olmuştu ama aksi gibi canı çay çekiyordu. Çayı içtikten sonra gece uyuyamamak vardı