Death Note, bir dönemin en ünlü mangalarından biriydi. Daha sonra anime olarak izleyicilerle buluştu. “Adalet nasıl sağlanır” üzerinden felsefi bir sorgulama yapan anime, konunun işlenişi ve karakterlerin özellikleri bakımından oldukça dikkat çekicidir. Belki de yüzyıllardan beri sorgulanagelen bir konu üzerinde bir kurgu oluşturmuş bulunan Tsugami Ooba, izleyicilerin de bu konular üzerinde kafa yormasını istemiş olabilir. Peki Death Note ya da Türkçe çevirisiyle “Ölüm Defteri” tam olarak neyi anlatıyor?
Animenin baş karakteri Yagami Light adında bir lise öğrencisi. Oldukça zeki olan Light, adalet arayan bir kişi. Haberlerde gördüğü cinayetler ve bunun gibi kötü olaylar Light’ı sıkmıştır. Kötülüklerin artarak devam etmesi, belki de Light’ın bir dönüşüm yaşamasına neden olmuştur. Bir gün, okulun bahçesinde bir defter bulur. Bu defter, bir şinigami (ölüm tanrısı) olan Ryuk tarafından dünyaya atılmıştır. Defteri bulan ve defter içerisinde yer alan kuralları okuyan Light, ilk önce bu duruma bir anlam veremez. Çünkü ölüm defterinin ilk sayfasında, oraya adı yazılan kişilerin öldükleri yazılıdır. Light bu durumun doğru olacağını düşünmese de yine de ölüm defterini denemek ister.
Bu noktada bir ara vermek yerinde olacaktır. Neden ölüm defterini bulan kişi bir başkası değildir de Light’tır? Her şeyden önce Light, dünyadaki adaletsizliklerden sıkılmış bir karakterdir. Öte yandan oldukça akıllıdır. Bu iki özellik, Light’ın ölüm defterini kullanmaktan çekinmemesine yol açar. Bu nedenle bir başkasının değil de Light’ın ölüm defterini bulması oldukça anlamlıdır.
Televizyonda bir rehin tutma haberi yayınlandığını gören Light, ismi ve yüzü açıklanan şüphelinin ismini deftere yazar. Bir süre sonra ismi deftere yazılan kişi kalp krizi nedeniyle ölür. İşte bu noktada Light’ın “Yeni Dünyanın Tanrısı” olma fikri ön plana çıkmaya başlar. Light, adalet dağıtma fikriyle kötü olduğuna inandığı kişilerin isimlerini deftere yazmaya başlar. Bu durum, insanların dikkatini çekmeye başlar. Acaba ölümler doğal seyirleri içinde gerçekleşmiyor mudur? Bu sorgulama, bir süre sonra birinin ölümlerin temel sebebi olduğunu düşündürmeye başlar. Yagami Light bundan sonra “Kira” (katil) olarak adlandırılır. Kira, gerçekten adaletin temsilcisi midir?
İçindekiler
“Death Note” ile Dünyada Adalet Dağıtmaya Çalışan Bir Lise Öğrencisi
Ölüm defterini kullanmaya başlayan Yagami Light, televizyonlarda karşısına çıkan ve kötülükleriyle bilinen insanların ölüm nedenidir. Kötü insanların isimlerini deftere yazan ve onların ölmesine neden olan Light, her ne kadar kendince iyi bir şey yapıyor olsa da bir süre sonra Kira olarak adlandırılmaktan kurtulamaz. Bu durum, felsefenin de asırlardır ilgilendiği konulardan biri olan “iyilik kötülük” sorunsalını ön plana çıkarır.
Kim iyi kim kötüdür, iyilik ve kötülüğün belirli kriterleri var mıdır? Yagami Light, kötülerin yok olmasını sağlayan bir insan olduğunu düşünür. Hatta o kendince “Yeni Dünyanın Tanrısı”dır. Sürekli kötülerin ölmesine neden olan Light, bir süre sonra çok farklı bir düzlemde bulur kendisini. Artık o, insanları öldürmeyi alışkanlık haline getiren bir kişidir. Ölüm defterinin dünyadaki ilk sahibi olan Light, suçlulardan arındırılmış bir dünyanın tanrısı olmak ister. Peki tanrı olmak ve adalet olmak o kadar kolay mıdır?
Death Note Baş Karakteri Yagami Light Bir Adalet Savaşçısı mıdır Yoksa Bir Katil mi?
Şimdi akıllara şu soru geliyor, bu kadar insanın ölmesine neden olan Yagami Light bir adalet savaşçısı mıdır yoksa bir katil mi? İlk başta her ne kadar adalet dağıtmaya çalışan bir tanrı rolünde görse de kendisini, ilerleyen bölümlerde Light, artık bu durumun bir savaş olduğunu fark eder. Kötüleri kendince cezalandırsa da kötüler hangi kriterlere göre kötüdür? Burada daha çok insani sınıflandırmalar devreye girer. Hırsı ve azmiyle insanları öldüren Light, neticede insani dürtüleriyle hareket eden bir karakterdir. Bu nedenle eylemleri, tanrısal süzgeçten geçmez.
Light’ın adalet savaşçısı mı yoksa bir katil mi olduğu yönündeki sorgulamaları bir kenara bırakıp Light’ın yavaş yavaş içine girdiği buhrandan bahsetmek gerekir. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza adlı romanında Raskolnikov’un yaşadıklarına benzer bir şeyleri yaşamaya başlar Light. Her ne kadar inandığı şeyi yapıyor olsa da büyük bir psikolojik çöküş sürecine girer. Birilerini kötü olduklarına inandığı için öldüren Light, çok daha farklı bir psikoloji içerisindedir. Artık kötü insanların azalmasını sağlayan normal bir insan değildir o. Tam anlamıyla adalet sağlayan bir tanrı olmak ister. Fakat tanrı olmak o kadar kolay değildir.
Bunun yanı sıra ölüm defterinin kuralları içerisinde yer alan bazı kurallar, Light’ın nasıl bir karmaşanın içerisinde yer aldığını gözler önüne serer. Ölüm defterini kullanan kişi cennete ya da cehenneme gidemez diye bir kural vardır ki bu kural, Light’ın bir nevi arafta kalacağının işaretidir. Ayrıca defterin sahibi, defteri kullandıktan maksimum 39 gün sonra ölüm tanrısını görmeye başlar. Light, defteri kullandıktan bir süre sonra ölüm tanrısını görür ve her şey çok daha karmaşık bir hal alır.
L ile Kira Arasındaki Savaş
Dünyanın en iyi dedektifi olan “L”, Kira’yı bulmak için yoğun mücadele gösteren bir karakterdir. Her zaman tatlı yiyen bu tuhaf görünüşlü dedektif, Light kadar zekidir. Light’ı yani Kira’yı bulmak istese de karşısında çok zeki bir kişiyi bulur. Her iki karakter de birbirlerinin 10 hamle sonrasını görebilecek kadar zekidir. Bu ise birbirlerini alt etme sürecinde zorlanmalarına neden olur. Savaşı kaybeden, yenilgiyi de kabul etmek zorunda kalır. Peki yenilen L mi olacaktır yoksa Kira mı?
Oldukça enteresan bölümlere ev sahipliği yapan Death Note, kendisini adaleti sağlayan bir tanrı olarak gören Light’ın hikayesidir.