etçil bitkiler-1

Korkutucu ve Gizemli: Etçil Bitkiler

Etçil bitkiler, besinlerin bir kısmını ya da çoğunu çoğunlukla eklembacaklılar ve böcekleri yiyerek elde eden bitkiler olarak tanımlanabilir. Bu tür bitkiler, sanıldığı gibi insan yemiyor. Tabi bu, fantastik film ve kitapların vazgeçilmez konuları arasında yer alsa da halihazırda insan yiyen etçil bitkilerin olmadığını söyleyelim. Fakat et yiyen bitkiler, son derece karmaşık ve ilgi çekici bir sisteme sahip. Avlarını kandırıyor, onları yakalıyor ve sindirerek besinini sağlıyor.

Etçil bitkiler temelde iki farklı türe sahip. Sinekkapanı başta olmak üzere çeşitli bitkiler, hareketli kapanlarıyla avlarını yakalıyor. Diğer etçil bitki türlerinde ise kapanlar hareket etmiyor. Av, bitkiden gelen kokuya ya da görüntüye aldanıp kapana kendisi giriyor. Kapana yakalayan böcek, zaman içinde bitkiden yayılan sindirim sıvıları ile sindiriliyor. Bu ise avın sonunu getiriyor. Korkutucu ve gizemli et yiyen bitkiler dünyasına hoş geldiniz!

Yapışkan Güneşgülleri

Bilimsel adı Drosera rotundifolia olan Güneşgülü, etçil bir bitkidir. Genellikle turbalık, bataklık ve sazlıklarda yaşar. Bunun yanı sıra Türkiye’de Doğu Karadeniz’de de Güneşgüllerine rastlanılır. Son derece dikkat çeken özelliklere sahip olan ve etçil bitkiler kapsamında değerlendirilen Güneşgüllerinin özellikleri şu şekildedir:

  • Yaprakları rosette düzenindedir. Rosette, yaprakların yuvarlak bir düzenidir.
  • Yaprakların sapları dardır. Aynı zamanda tüylüdür. Boyutları 13 ila 50 cm arasında değişiklik gösterir.
  • Yapraklarda solunumun gerçekleştiği temel organ olan laminanın üst düzeyi yapışkan bir sıvı ile kaplıdır. Böcek, bu yapraklardan herhangi birine konarsa, yaprağa yapışır. Sonrasında yaprak, kendi üzerine katlanır. Bu nedenle böcek, artık kendisini yapraktan kurtaramaz.
  • Güneşgüllerinin çapı 3-5 cm arasında değişir.
  • Haziran ve ağustos ayları arasında çiçeklenme meydana gelir.
  • Soğuk havalarda Güneşgülleri, soğuk havada korunabilmek için zemin seviyesinde sıkıca kıvrılan yapraklardan meydana gelen tomurcuk pozisyonu, yani hibernakulum pozisyonuna geçer.

Güneşgülleri, genellikle böceklerle beslenir. Etobur bitkiler arasında yer alan Güneşgülleri, yapraklarını kaplayan parlak müsilaj damlalarına sahiptir. Böcekler, müsilaj ile kaplı olan yapraklara gelir. Salgı bezlerine yapışan böcekler, buradan kurtulma şansına sahip değildir. Bitki, temel olarak yapraklara yapışan böcekleri eritmek için enzim salgılar. Böylelikle böcek yavaş yavaş sindirilerek bitki, besinini elde etmiş olur.

İbrikçiçeği ve Kapanı

Etçil bitkiler arasında yer alan İbrikçiçeği, son derece ilgi çekici bir kapana sahiptir. Böcekleri avlayarak besin ihtiyacını karşılayan bitki, böcekleri avlarken çok farklı teknikler kullanır. Tropik bölgelerde yetişen bu tür bitkiler, hareketli bir kapan düzeneğine sahip değildir. Sabit kapanı bulunmakla birlikte böcekleri kapana sıkıştırma ve sindirme konusunda son derece başarılıdır.

İbrikçiçeğinin kapanları, temel olarak yaprakların ucunda gelişir. Bu çiçeğin ismi, ibriğe benzeyen kapanlarından gelir. Oldukça gelişmiş bir sisteme sahip olan kapanların, yağmurdan korunabilmek adına kapakları bulunur. Etçil bir bitki olan İbrikçiçeği, avının gelmesini sabırla bekler.

Avını kendisine çekebilmek için tatlı nektarlar ve parlak renklerini kullanır. İbrik dudağı çevresinde bulunan tatlı nektarlar, böceklerin bir av olmasının temel nedenlerinden bir tanesidir. İbrik dudağının çevresi kaygan olduğu için dudak kısmına konan böcek, kayarak ibriğin içine düşer. Burada kurtulması mümkün değildir. İbriğin dibinde yer alan sıvı, böceğin boğulmasına neden olur.

İbrikçiçekleri, Güneydoğu Asya’da yetişen bir bitkidir. İbrikçiçeğinin farklı türleri bulunmakta olup bunlar arasında Amerikan ibrikli bitkisi yer alır. Bu bitki, fırfırlı bir dudağa sahiptir. Amerikan ibrikli bitkisi, avını yakalarken İbrikçiçeğine benzer bir yöntem kullanılsa da bazı temel farklılıklar bulunur. Bu tür bitkilerin ibrikleri, yapraklardan sarkmaz, yerden büyür. İbriğin içleri mumlu pullarla kaplıdır. Bir böcek, ibriğin içindeki sıvıya düştüğünde, tutunamaz ve burada kalır. Aynı zamanda ibriğin kenarlarından tutunması da mümkün değildir. Bu durum, bir süre sonra böceğin Amerikan ibrikli bitkisi tarafından sindirilmesine neden olacaktır.

Yılanı Andıran Bitki: Kobraotu

Yılana benzer görüntüsü ile Kobraotu, ilgi çekici etçil bitkiler listesindeki bir diğer üyedir. Bilimsel ismi Darlingtonia Californica, 1841 yılında botanikçi J. D. Brackenridge tarafından bulundu. Kuzey Kaliforniya ve Oregon’un dereleri, bataklıkları ve göletlerinde yaşar. Bol güneşten hoşlansa da yarı ve tam gölgeli alanlarda yaşamını sürdürmesi de olanaklıdır.

Minimum 2 sene yaşayan Kobraotu, şaha kalkmış ve dilini dışarı çıkarmış bir kobra yılanına benzer. Bu nedenle Kobraotu olarak da anılır. Böcekleri tatlı nektar ile kandırır. Bitkinin ağız benzeri açıklığından içeri giren böcekler, tepede bulunan saydam alanlardan içeri giren ışık ile şaşırır. Bu durum, böceklerin kafasını karıştırır. Sürekli ışığa doğru uçarak kaçmaya çalışsalar da artık Kobraotu’ndan kaçış yoktur. Bir süre sonra yorgun düşen böcekler, bitki tarafından sindirilir.

Bu yazımızı da tavsiye ederiz:  Çocuklarda Kalp Yetmezliği - Acil Klinik Bir Sendrom

Sinekkapan: Kapana Kısılmak

Sinekkapan, son derece ilginç bir görüntüye sahiptir. Böcekkapan bitkisi ya da Venüs Sinek Kapanı olarak da adlandırılabilir. Etçil bitkiler kapsamında değerlendirilen Sinekkapan, Amerika’nın sulak yerlerinde yaşantısını sürdürür. Yapraklarında bulunan dikenler, avının sıkışmasına ve kaçamamasına neden olur.

Sinekkapanlarda toplamda dört ila 8 yaprağı bulunur. Rozet biçiminde yayılan yaprakların yanı sıra şemsiye şeklinde yayılan bir sapa sahiptir. Yaprakların üzerinde, küçük bir temasa bile duyarlı üç sert kılı bulunur. Böcek, bu kıllardan herhangi birine dokunup sonra başka bir kıla dokunursa kapan kapanır. Öte yandan aynı kıllara 20 saniye aralıklarla dokunması da kapanın kapanmasına neden olur.

Yaprakta yer alan dişler, aralıklı şekilde olduğu için kapan kapandıktan sonra, dişler birbirlerinin arasına girer. Bu, oldukça etkileyici bir hapishanedir. Eğer bitkinin avı, bu aralıklardan geçebilecek kadar küçükse kurtulabilir. Fakat küçük değilse, kurtulması imkansızdır. Avını özel sıvı salgılayarak öldüren bitki, 5-20 gün arasında avını sindirir. Sinekkapanı artık besinini bulmuştur. Bundan sonra, yemeğini yiyerek beslenmelidir.

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Bilim & Sağlık Kategorisinde Son Yazılar

Baştan çıkarıcı kokular

Mmm… Nasıl da kokuyor! Kokuların ve güzel rayihaların biz insanlar üzerinde etkisi vardır. Kokular, anılarımızı canlandırdığı

Anksiyete Nedir?

Anksiyete, genellikle gündelik hayatta karşılaşılan stres faktörleriyle başa çıkamama durumunda ortaya çıkan yoğun kaygı ve korku