Sonunda John Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar kitabını okuyabildim. Yıllardır duyduğum bu romanı okuma fırsatını yeni bulmuş olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Filmlere, tiyatrolara konu olmuş bu kısa ama büyük eser, her kesimden ve yaştan insanın okuması gereken kitaplardan bir tanesi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 100 Temel Eser’den bir tanesi kabul ettiği Fareler ve İnsanlar, akıcı ve basit üslubuyla çok şey anlatıyor.
Birbirine yakın fakat bir o kadar da zıt dostlar olan George Mill ve Lennie Small, bu eserdeki iki temel karakteri oluşturuyor. İnsan ilişkilerine, farklı tiplere, ümide ve ümitsizliğe, işçilerin çektiği zorluklara ve hatta ırkçılığa bile çeşitli noktalarda değinen John Steinbeck, büyük umutları olan iki küçük insanı anlatmış. Hafıza sorunları olan Lennie oldukça masum, iyi niyetli ve kol kuvvetini ayarlayamayacak kadar güçlü birisi. Sahip olduğu bu kuvvet, zekası kıt olduğundan dolayı başına hep kötü işler açıyor. George ise bu ikiliden zeki olanı. Lennie George’u o kadar çok seviyor ve benimsemiş ki o ne derse sözünden çıkmıyor. Aslına bakacak olursak Lennie ile birlikte hayatı bir kabuslar zincirine dönen George, bu durumun farkında ama onsuz yapmak istemiyor çünkü onun niyetinin iyi olduğunu biliyor.
Her yoksul işçinin sahip olduğu gibi bu ikilinin de büyük bir hayali var. Çalışarak, emek vererek para biriktirmek ve huzurlu bir şekilde kendi işine sahip olmak. Fakat kitabın isminin de anlatmaya çalıştığı şekilde, açlık ve yoksullukla birlikte büyük zorluklara göğüs gererek fare gibi çalışan bu insanların hayalleri genelde gerçek olamamaktadır. Fakat onlar bu ümide sımsıkı sarılırlar. Ve bu hayali duyan herkes, o hayale sımsıkı bağlanır, hayalin bir parçası olmak ister.
İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. Bana zaten bu ikisi pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun.
George ve Lennie’nin dışında Slim, Curley, Carlson, Candy, Crooks, Whit gibi farklı karakterler de dönemin işçilerini ve çevrede gerçekleşen olayları farklı biçimlerde anlatıyor. Dolu fakat kısa ve bir o kadar da akıcı olan tiplemeler sizi hiç sıkmıyorlar.
İnsan ilişkilerinin farklı bir zamandan gelen boyutunu çok güzel bir şekilde açıklayan John Steinbeck; yarattığı bu iki karakter ile işçilerin neler yaptığını ve günlerini nasıl geçirdiğini, hatta dönemin zencilerine ne muamele yapıldığını gözler önüne seriyor. Tüm roman boyunca gözünüzde canlanacak olan sahneler içerisinde en çok tavşanlar sayfalarınızda dolaşacak. Kurulan hayallerin sıcaklığı, bu kısa romana sizi sıkıca bağlayacak. Tavşanlar ve fareleri bu kadar çok sevebileceğimi hiç düşünmemiştim, tabi bir de ketçapı.
Fareler ve İnsanlar (Of Mice and Man) kitabını Sel Yayıncılık’a ait on birinci baskısından Ayşe Ece çevirisinden okudum. Çevirisini gayet güzel ve akıcı bulduğumu söylemeliyim. MEB 100 Temel Eser dizisinden ve Amerikan edebiyatının en başarılı eserlerinden birisi olan bu kitabı her kesimden insana tavsiye ediyorum. İyi okumalar…
Fareler ve Fizyologlar’a da bir göz atmanı tavsiye ederim.
O kadar güzel özetlemişsinki çok güzel betimlemen sayesinde yaşadım adeta. En kısa zamanda başlayacağım bende mutlaka
Şimdiden iyi okumalar 🙂
Bu inceleme değil ki özet olmuş