Ceddin deden, neslin baban… Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek… Artar cihadla şanımız… (ve işte Mehter Marşları bu kadar güzel.)
Her yurttaşın duyduğunda tüylerini diken diken edecek sözler bunlar, her duyduğunda melodisi de aklında çalar. Mehter ve ya mehteran dediğimiz Osmanlı yeniçeri askeri bandosu dünyanın en eski askeri bandolarından biridir. Kuruluşu hakkında tam bir birliğe varılmasa da ya Orhan Gazi döneminde ya da I. Murat Hüdavendigar döneminde kurulduğu söylenebilir. Ayrıca Türklerin askeri bandoları Osmanlı-Selçuklu ile başlıyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz. İslamiyetten önceki Türk devletlerinde de bu gelenek bulunuyordu. Fakat burada yanıldığımız daha büyük bir nokta var.
İçindekiler
Mehteran Ocağı’nın kapatılması
Tarih 1826’yı gösterirken 2. Mahmut, evvelki padişahların düşünüpte yapamadığı bir şeyi başaracaktı. Osmanlı’nın batılılaşması uğruna ve modernizasyon amacıyla Yeniçeri Ocakları’nın kapatılması. Tabii bunun yanında Ahi, Bektaşi Ocakları ve Mehteran Bölüğü de aynı kaderi paylaşacaktı. II. Mahmut Mehteran Bölüğü’nü kapatırken oradaki marşlar ve güfteler de bölükle birlikte kül olup uçtu. Bizim birçoğumuzun eski asırlardan kaldığını sandığımız Mehter Marşları aslında 2. Meşrutiyetin ilanı ile birlikte yani 1908 yılından sonra bestelenmiştir. 1914’te Enver paşanın emirleriyle mehter marşları yeniden bestelenmeye başlanmıştır.
Mehter bölüğünün kapatılırken beste ve güftelerin de ortadan kaldırılmasının sebebi, II. Mahmut’un modernizasyon girişimiydi. Yeniçeri ocağını kapatan bir padişah, eski orduyu anımsatan hiçbir şeyi yaşamla bağdaştırmak istememiştir. Bu bir nebze anlaşılabilir. Daha sonra Osmanlı’da milliyetçilik akımının yükselmesiyle birlikte bu marşların gücü keşfedilecek ve Osmanlı marşları tekrardan hatırlanacaktır.
Mehter Marşları Ceddin Deden, Neslin Baban, En Kahraman Türk Milleti
Osmanlı Devleti çok uluslu bir İmparatorluktu. Hiç şüphesiz kuranlar Türktü. Orduda Türkçe konuşulurdu fakat bir milli devlet değildi. Zaten o tarihte milli bir devlet düşüncesi de yoktu efendim. Yani konuyu şuna getiriyorum: Mesela Ceddin Deden marşına baktığımızda aslında zaten onun eski bir marş olamayacağını anlıyoruz.
Ceddin deden, neslin baban
En kahraman Türk milleti…
…Türk milleti, Türk milleti
Aşk ile sev milliyeti…
Bildiğiniz gibi Osmanlı’da devşirme sistemi var. Yani orduda da farklı milli unsurlar var. (Doğal olarak çünkü bu bir imparatorluk.) Şimdi Mohaç cengine giderken bu marşın söylendiğini bir düşünün derim. Milliyetçilik fikirlerinin hayat bulduğu vakitler 18. yüzyıla rastlıyor biliyorsunuz. Zaten burada bir tespit yapmaya gerek yok. Ceddin Deden Marşının Muallim İsmail Hakkı Bey tarafından1917 yılında yazıldığı bilgisi bulunuyor. Tabii daha sonra bu müzisyenimiz Rast makamında da İstiklal Marşı bestesi yapıyor. Fetih Marşı ise bizzat Arif Nihat Asya tarafından yazılmış olup taa 1980 yıllarında Yıldırım Gürses tarafından besteleniyor. Yine Tarihi Çevir Marşı Enver Paşa dönemine rastlıyor.
Orijinal Marşlar
Tabi orijinal olarak günümüze gelen marşlarımızda var. Plevne kahramanı olan Tokatlı Gazi Osman Paşa’mızın marşı, 4. Murat’ın Bağdat seferinde surlara sancağı kahramanca dikerken şehit edilen Genç Osman’ın marşı… Bu liste uzar gider demek istiyorum…
Mehter Marşları Yine de Muhteşem
Sonuç olarak burada bir bilgisizlik var. Bu marşların bir çoğu sanıldığı gibi 500-600 yıl öncesine ait değil, genelde bir asırlık mazileri var. Fakat mazisinin kısa olması marşların kötü olduğunu göstermez. Bana sorarsanız bu marşların gerçekten çok kıvrak kalemlerden çıktığı belli. Her birini dinlerken hayran olmamak mümkün değil.
Keşke Mehteran ocağı kapatılırken güfteler, besteler yakılmasaydı…
Her zamanki gibi yine döktürmüşsünüz. Mehter Marşı ateşleyici, cesaret verici bir marş. Günümüzde bizler bile dinlediğimizde cesaret veriyor.