Mayalılar hepimiz tarafından duyulmuştur, en çok da Maya takvimi… Malum dünyanın sonu olayı bayağı bir gündem haline gelmişti. Daha sonra bu konu ile ilgili bir sürü yalan yanlış açıklamalar yapıldı. İşte ben de bu yazımda olayın iç yüzünden ve bu gelişmeye başlamış ama yok olma nedeni tam olarak bilinemeyen uygarlıktan bahsetmeye çalışacağım.
Maya uygarlığı, Kızılderili Maya halkları tarafından oluşturulan Kolomb öncesi Amerika uygarlıklarındandır. Maya uygarlığı, Meksika’nın güneydoğusundan, Honduras, El Salvador ve Guatemala’ya uzanan Mezoamerika bölgesinde konumlanmıştır. Meksika’nın güneydoğusunda beş devlet kurmuşlardır. Bu Maya devletleri, Campeche, Chiapas, Quintana Roo, Tabasco ve Yucatán’dır.Tarihleri boyunca yüzlerce lehçe üretmişlerdir ve bu lehçelerden bazıları günümüzde hâlen konuşulan Maya dilinin oluşumunu sağlamıştır. Bu uygarlık MÖ 600 yılında yükselişe geçmiş, MS 3. yüzyılda altın çağına adım atmış, devletlerinin siyasi nedenler sonucunda çöktüğü MS 900’e dek varlığını sürdürmüş ve İspanyol işgaliyle de sona erme sürecine girmiştir. Maya uygarlığı birçok bakımdan bitmiş olsa da yaygın inanışın aksine Mayalar yok olmamışlardır.
Mayaların astronomi, matematik, mimari gibi birçok alanda ileri bir uygarlık düzeyinde oldukları görülmektedir. Rabinal Achí, Popol-Vuh gibi eserlerin bulunduğu Maya edebiyatı bu kültürün yaşamını özetlemektedir. İspanyol işgali 1697’de Itzá Mayaları’nın başkenti Tayasal’ın ve Guatemala’daki Ko’woj Mayalarının başkenti Zacpetén’in alınmasıyla tamamlanmış, son Maya devleti ise 1901’de başkentinin Meksika tarafından işgaliyle ortadan kalkmıştır.
Mayalılar kendilerini geliştirmişti. Bir sürü mimari eser yapmışlardı. Ama en ünlüsü Meksika sınırlarında bulunan El Castillo idi. El Castillo, Chichen Itzá denilen şehrin tam ortasında bulunuyordu. Bu şehir öncelikle dini bir merkez sonra ise ticari bir merkez konumuna gelmişti. Bu şehirde kutsal tapınaklar, oyun sahası, gözlem evleri gibi önemli yerler bulunuyordu. El Castillo güneş saati biçiminde inşa edilmişti. Piramidin büyük merdiveninde her iki tarafta olmak üzere 91 adet basamak vardı. Buna göre güneş her gün bir başka basamağa denk gelecekti. Herhalde bu yer Kukulkan’ın (Maya Hükümdarı) iniş seremonisinin yapıldığı yerdi. Piramit inşası halinde öyle özeliklerle bezenmişti ki güneşin hareketi ile son derece güzel ışık oyunları meydana gelmekteydi. 21 Mart da yılanın sembolik gövdesi piramidin en yüksek tepesinde görünmekte ve sonra yavaş yavaş merdivenleri basamak basamak inerek akşam üzeri en alt basamağa varmaktaydı. Mayalıların şehirde bulunan sahadaki oynadıkları oyun bir hayli ilginçti. Oyunun adı ‘Pok a Tok’tu. Bölgeden bölgeye göre oyunun oynanışı da fark gösteriyordu. Genel olarak oyun elastik bir topla kalça, omuz ve kol kullanılarak oynanırdı. Guatemala’da bulunan şekliyle top duvarda dik bir biçimde duran çemberden geçmek zorundaydı. Bu oyun kimi tarihçilere göre kaybeden kişinin esir olduğundan dolayı idam edilmesiyle bir siyasi güç sembolü olarak görülüyordu. Diğer taraftan bu idam ediliş Tanrı’ya olan minnetin göstergesiydi. Aslında oyun bir çeşit Amerikan futboluydu denilebilir.
Mayalılar mimaride olduğu kadar astronomi ve bilimde uygarlıklarını geliştirmişlerdi. Sıfır sayısının hangi halk tarafından bulunduğu tam olarak bilinemiyor fakat sıfır sayısını ilk olarak sisteme Mayalılar geçirmişti. Bunun dışında Mayalıların oldukça farklı takvimleri de vardı. Haab, Tzolk’in ve Calendar Round en bilinenleri idi. Haab şu an kullandığımız gibi 7 aydan değil,20 gün içeren 18 aydan, ek bir ay ve artık 5 günden oluşuyordu. Diğer takvimler ruhsal enerji değişimlerini ve period döngülerini içerirdi. Bu sebeple yani 2012 yılında periyodun bitmesine ve Tanrının gelmemesine bağlı olarak dünyanın sonu geldiğine inanılmıştı.
Mayalılarda temel besin maddesi mısırdı. Mısırdan içecekler elde ediyor ve hamurundan tamal denilen gözlemeye benzeyen etli börekler yapıyorlardı. Diğer önemli besinlerin kaynağı kakao idi; tohumundan sağlanan hamur, maddi durumu süt alabilmeye müsait olmayanlarca suyla karıştırılarak bir içecek haline getirilirdi. Dolayısı ile günümüzde de türevleri tüketilen çikolatadan fermente içeceklerin kökenleri buradan geliyordu.
Suyu saf haliyle içmeye alışkın değillerdi, suyu genellikle mısırdan, meyvelerden elde edilen haliyle karıştırarak içerlerdi. Törenlerde kullanılan balché (mayalanmaya tabi tutulmuş alkollü içecek) adlı içkiyi balché ağacının kabuğu ile su ve balın karışımından elde ederlerdi. Tanınmış Maya yemeklerinden pozole, atole ve pinole içeriğinde yine mısır bazlı ürünler kullanılan yiyeceklerdendi.
Mayalılar için çikolata ve kakao meyvesi çok önemliydi. Savaşta, oyunlarda onore etmek için çikolata verilirdi. Hatta takas işlerinde bile kakao meyvesini kullanırlardı. Bize çok ilginç gelse de çikolatanın önemi onlar için büyüktü. Örneğin, bir tavşan 10 kakao meyvesine bedeldi. Tabii ki sonradan para sistemine, İspanyol realine geçtiler. Hatta 1575’te bir real 100 kakao meyvesi ediyordu.
Mayalılar gerçekten tarihte önemli, kendilerini geliştirmiş bir uygarlıktır. Günümüzde uygarlıkları bitse de hâlen uygarlığın bittiği bölgede yaşamakta, kültürlerini devam ettirme çabası içindedirler. Mayalıların yaşamlarına dair yazacak bir sürü bilgi var aslında lâkin ben sizleri fazla sıkmamak adına birkaçını verebildim. Umarım sizleri bunaltmamışımdır…Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle…
Kaynakça:
https://en.wikipedia.org/wiki/Mesoamerican_ballgame
https://www.history.com/topics/ancient-americas/maya
https://arkeofili.com – sanatın gölgesinde bir halk.
Chichén Itzá – El Castillo: Kukulkan Piramidi