Theseus’un gemisi, temel varsayımları günümüze de uyarlanabilen ilgi çekici bir düşünce deneyi. “Ben kimim?” sorusunu düşündüren varsayımları bulunan düşünce deneyi, günümüz dünyasındaki çeşitli durumlarla özdeşleştirilebilir. Günümüz dünyasının en fazla talep gören eylemleri arasında yer alan estetik uygulamalar, kimlik sorununa neden olur mu? Bu sorunun Theseus’un gemisi ile ne ilgisi var? Bir insan, vücudunun her bölgesini estetik operasyonlarla değiştirirse bu kişinin son hali, operasyonlar öncesindeki hali ile aynı mıdır? Gelin konunun detaylarına birlikte bakalım!
İçindekiler
Felsefe Tarihindeki İlgi Gören Theseus’un Gemisi Düşünce Deneyi de Nedir?
Theseus’un gemisi, antik filozoflar için bir tür sorun haline gelmiş bir durumdur. Girit’ten muzaffer bir şekilde dönen Theseus’un gemisinin yer aldığı bu düşünce deneyinde gemi, hatıra olarak uzun süre bir yerde saklanır. Zaman geçtikçe geminin tahtaları eskimeye başlar. Eskiyen tahtalar, zamanla yenileri ile değiştirilir. Bir süre sonra gemide artık eski bir parça kalmaz. Çünkü eskiyen tahtaların tamamı değiştirilmiştir. Buradaki temel soru, her bileşeni değiştirilen geminin ilk hali ile aynı olup olmadığına yöneliktir.
Heraklitos’un Felsefi Düşüncesine Göre Değişmekle İlgili Herhangi Bir Sorun Yok
Heraklitos, “değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi” olduğunu düşüyordu. Ona göre her şey değişmek zorunda idi. Aslında aynı nehre iki kere girildiğinde hem nehir hem de nehre giren kişi değişir. Heraklitos, varlıkların sürekli değiştiğini ifade ettiği için Theseus’un gemisinin bir paradoks olmadığını belirtir. Zaten değişmemesi şaşırtıcı olmaz mı?
Thomes Hobbes Düşünce Deneyini Genişletiyor
Thomes Hobbes, Theseus’un gemisi düşünce deneyini geliştirerek deneye farklı açılardan bakmamızı sağlıyor. Geminin çürümüş parçaları alınıp yerlerine yeni parçalar konurken eski parçaların bir bekçi tarafından alındığını düşünün. Bekçi, çürümüş parçaları ikinci bir gemi yapmak için kullanıyor olsun. Buradaki asıl soru şu: Atinalıların parçaları değiştirdiği gemi mi asıl gemi yoksa bekçinin yaptığı gemi mi?
Hobbes, bu konu hakkında çeşitli açıklamalarda bulunur. Hobbes, gemideki bütün tahtaların değiştirilmesinden sonra elde edilen geminin başlangıçta olduğu gibi aynı gemi olup olmadığını sorgular. Yani gemiden eski tahtalar sırasıyla çıkarılıp sırasıyla farklı bir gemi yapmak için kullanıldığında başlangıçtaki Sayısal Gemi ile aynı bir gemi elde edilirdi. Bir şeyin kimliği ile ilgili soru sorulduğunda, hangi ismin verildiğinin düşünülmesi gerektiğini ifade eder Hobbes. Buna göre Theseus’un gemisi, maddeyi biçimlenmiş olarak ifade ettiğinden madde aynı kaldığı sürece gemi de aynı kalacaktır. Fakat maddenin hiçbir parçası eskisi ile aynı değilse o zaman sayısal olarak farklı bir gemi ortaya çıkar. Bunun yanı sıra maddenin bir kısmı aynı ise gemi kısmen aynı kısmen aynı değildir.
Estetik Operasyonların Doğasına Theseus Düşünce Deneyi ile Bakmak
Herkesin bildiği üzere son zamanlarda estetik operasyonlara olan ilgi bir hayli artmış durumda. Bu durumun nedenleri ise değişiklik gösteriyor. Kişinin kendisine güzel görünmek istemesi, vücudunda kusurlu bulduğu tarafları değiştirip kendisinden bambaşka birini var etmeyi arzulaması; estetik operasyonlara olan ilginin nedenlerinden sadece birkaçı.
Estetik operasyonlar, vücudun farklı bölgelerinde değişikliğe neden olabilir. Örneğin burnunuz istediğiniz forma sahip değilse burnunuzu rinoplasti ameliyatlarıyla değiştirebilirsiniz. Yüzünüzü gerdirebilir, yaşlanmanın belirtisi olan kırışıklıkları minimalize edebilirsiniz. Soru şu: Vücudunun her bölgesini estetik operasyonlar ile değiştiren bir kişi başlangıçtaki kişi ile aynı mıdır?
Bunu bir örnek ile detaylandıralım. Vücudundaki bölgelerin tamamını değiştirmese de Barbie’ye benzemek uğruna 43 ameliyat olan Dalia Naeem’in dünyasına bir bakış atalım. Yaptığı açıklamalarda küçüklüğünden beri Barbie gibi görünmek istediğini belirten Naeem, bu uğurda oldukça fazla estetik operasyon geçirdi. Sarı buklelere, olağandan daha küçük burna, dolgun dudaklara sahip olan Naeem’in eski hali ile yeni hali arasında büyük farklılıklar var.
Her ne kadar fiziksel anlamda bir değişikliğe uğrasa da duygularında ve düşüncelerinde bir değişiklik yoksa bu kişi herhangi bir değişikliğe uğramamış düşüncesi ön plana çıkabilse de aslında konu çok daha derin. Aynaya baktığında karşısında farklı bir kişiyi görecek olan bu kişi, kendisinde bir farklılık hissedecek mi? İlk başta farklılık hissedeceği kesin. Ama sonra, bu yeni kişiye alışacaktır. Ama mesele alışıp alışmadığı değil kişinin ilk haliyle son halinin aynı olup olmadığı.
Ben Kimim?
Theseus’un gemisi düşünce deneyi, kimlik problemiyle doğrudan alakalı bir konu. Ben kimim? Beni ben yapan şeyler nedir? İşte bu ve buna benzer sorular, yüzyıllardır felsefe dünyasının en önemli soruları arasında yer almış. Temelde kimlik, birçok farklı bileşenden meydana gelir. Kimliği oluşturan unsurlardan ilki kişinin sahip olduğu değerler, inançları, yeteneklerini bir araya getiren kişisel kimlik.
Bir diğeri ise toplumsal kimlik. Bireyin yer aldığı toplum tarafından tanımlanan bu kimlik, bireyleri özel olarak ilgilendirmek yerine toplumun tamamını ilgilendiriyor. Bir topluluğun hayata bakışını ifade eden kültürel kimlik, bireysel kimliği oluşturan parçalardan bir diğeri. Bunun yanı sıra cinsel kimlik gibi daha bireysel kimlik ögeleri de mevcut. Bunların bir araya gelmesiyle kimlik oluşuyor. Biz yine ilk baştaki sorumuza dönelim?
Bütün parçaları değişen bir gemi, eski gemi ile aynı mıdır? Fiziksel görünüşü değişen bir kişinin duygusal ve düşüncel altyapısında herhangi bir değişiklik meydana gelir mi? Bu noktada kişisel düşüncelerimi aktarmak istiyorum. Estetik operasyonlarla görünüşü değişen bir kişi önceki halinden farklı olacaktır. Bu kişinin fiziksel görünüşü ile birlikte hayata bakışının da değişmesi muhtemel. Heraklitos’un dediği gibi her şey değişse de buradaki değişim doğal bir değişim değil. Dolayısıyla dışarıdan bir müdahale olduğu için değişim çok da masumane olmayabilir.