Gün akşama döndü gülüm,
Bir selam sal sabah olsun.
Gökte bulut yandı gülüm,
Bir selam sal sabah olsun, bir selam sal Güneş doğsun.
Bir selam sal yüzüm gülsün.
Başkentin tüm nitelikli kahve dükkanlarına selam olsun!
Bu hafta herkesin yüzünü güldürecek bir yazı dizisi başlıyor.
Araştırıp, karıştırıp Ankara’nın en iyi kahve dükkanlarını buldum. Üçer beşer sizlerle paylaşacağım. Zira hepsini bir anda yazarsam kalbiniz dayanmaz. Ben üstüme düşeni yapacağım, gerisi size ve paşa keyfinize kalmış.
Destur!
İlk kahve dükkanı hangisi olsun diye gecelerce, günlerce düşündüm. Gözlerime uyku girmedi. Bir sağa bir sola döndüm durdum!
Dayanamadım…
Rotamızın ilk durağı sokağın başından gördüğüm an aşık olduğum, kapısını açar açmaz beni karşılayan cheesecake ve kahve kokusunu soluyunca ikinci kez aşık olduğum, kıymetli işletme sahibi ve çalışanlarla sohbet edip kahvelerini içince üçüncü kez aşık olduğum muhteşem bir yer.
Kuzgundokuz!
Kuzgundokuz, Ankara’nın merkezinde mahalle kültürünü korumayı başarmış Ayrancı Mahallesi’nde konumlanıyor. Adından da anlaşılacağı üzere Kuzgun Caddesi’nin 9 nolu sakini kendisi. Ankara’nın “Nitelikli Türk Kahvesi ve Cheesecake” konsepti ile açılmış ilk kahve dükkanı. Türk kahvesinde o kadar iddialılar ki espresso makineleri dahi bulunmuyor. Espresso için çok kıvrananlara Mokapot ile bir güzellik yapıyorlar. -Mokapat’a geçen haftaki yazımda söyleyeceğimi söylediğim için şu an susuyorum- Yanlış anlaşılmasın, meraklısına V60, Chemex, Aeropress, Syphon, French Press ve filtre kahve makinesi mevcut. CoffeeNutz ve Probador’dan temin edilen onlarca farklı kahveyi istediğiniz yöntemle deneyebiliyorsunuz, serbest. Gelgelelim az evvel ne dedim dostlar?
Nitelikli Türk Kahvesi dedim farkında mısınız?
Şayet değilseniz farkındalığınızın farkına varın!
Olaylar şöyle gelişiyor: Sizin tercih edeceğiniz kahvelerden biri ile içi gümüş kaplı bakır cezvelerde Türk Kahvesi pişiriliyor. (Kullanılan bu özel cezvenin alametifarikası gümüş kaplaması sayesinde ısıyı kahvenin tüm yüzeyine eşit dağıtması)
Oran olarak 8 gr kahve/70 ml su kullanılıyor.
.
.
Konuyu bölüp mühim bir bilgi paylaşacağım: Su, piyasada ayrıntılı araştırmalar yapıldıktan sonra özel olarak seçilmiş. Genelde yapıldığı gibi şebeke suyu makinede arıtılarak kullanılmıyor.
Nitelikli kahve dükkanına nitelik katan özelliklerden biri!
.
.
Isı ayarlı kettle’da 55 dereceye ulaşan su kahve ile buluşuyor. (Amaç kahvenin ateşte kalma süresini kısaltarak yanık-acı aromaların ortaya çıkmasını önlemek) Kısa sürede pişen Türk Kahvesi -tek taşım kaynatılıp- akabinde fincana aktarılıyor.
Fincanlara özellikle değinmek istiyorum.
Sadeliğin zarafeti!
Faruk Malhan’ın Sufi Serisi Türk Kahvesi fincanları.
Olması gerektiği gibi ağzı dar ve gövdesi aşağı doğru genişleyen bir yapıya sahip. İncelik, kibarlığına diyecek söz yok. Nitelikli Türk Kahvesi sunan bir kahve dükkanından da bu tercih beklenirdi, tebrikler!
Fincana eşlik edenler ise bir bardak su, çifte kavrulmuş lokum ve “Lütfen kahvenizi telvenin tamamen dibe çökmesi için 1 dakika bekledikten sonra için” uyarısı.
Haykırmak istiyorum arkadaş!
İşte bunun adı Nitelikli Türk Kahvesi!
Bu arada kahve, su ve lokum ile dilediğiniz kombinasyonu yapabilirsiniz, sıralama keyfinize kalmış. Ne bileyim, isterseniz üçü bir arada yapın. Hatırlarsanız bu konuyu daha önce ele almıştık.
Ben Honduras çekirdeğinin Türk Kahvesi yöntemi ile pişirilmesini rica ettim. Düşük asiditeli, kırmızı meyve ve limon notalarına sahip. Oldukça keyifli bir deneyim oldu. Yanında da olmazsa olmaz –dükkanın bir diğer yıldızı- cheesecake.
Cheesecake’ler tezgahın hemen arkasındaki fırınlardan çıkıyor ve görünümü-kokusu-tadı ile kahvelere kafa tutuyor. Benim favorim balkabaklı olan!
.
.
Sizleri iki güzel insan ile tanıştırmadan Kuzgundokuz’a veda etmek istemiyorum. İşletme sahipleri, güler yüzleri ve hoş sohbetleri ile Önder Bey ve Ali Bey. Ali Bey cheesecake’in, Önder Bey ise kahvenin üstadı. Önder Bey aynı zamanda Ankara’daki birçok kahve dükkanının danışmanlığını-barista eğitmenliğini üstleniyor. Dahası, kahvenizi içerken gözlerinizi alamadığınız duvarlardaki çizimler de tamamen kendisinin eseri!
Anlatılacak daha çok fazla ayrıntı var fakat duramamaktan korkuyorum. Beni affet Kuzgundokuz, seni daha çok konuşmak isterdim. Hoşçakal.
.
.
Konudan biraz uzaklaşalım, bir itirafta bulunacağım.
Geçen hafta Moka Pot’a bayağı sayıp sövmüştüm. Sonra çok düşündüm, üzüldüm. Haksızlık ettim galiba ona. Ne günahı var ki? Sanırım ısınmaya başladım, aramızda bir elektrik oluştu. Yakın zamanda Moka Pot ile samimi pozlarımı görürseniz yadırgamayın dostlar.
Not: Bendeniz ikizler burcunun güzide bir temsilcisiyim. Sanırım açıklayıcı oldu.
Hadi devam!
.
.
İkinci durağımız Çankaya’da, Tunalı’yı dik kesen Bülten Sokak’ta konumlanmış sıcacık, samimi ve oldukça kaliteli kahveler sunan bir işletme.
Lungo Espresso Bar!
Bu kahve cenneti önce “Take Away” konsepti ile planlanmış ancak toplumun henüz hazır olmadığı fikri ağır basınca 20 metrekarelik şirin bir nitelikli kahve dükkanı olarak beğenilere sunulmuş.
(Halbuki “Take Away Koko” yahut “Take Away Midye Dolma” olsa, ah ulan!)
Çekirdekler İstanbul’da bir kavurucudan temin ediliyor. Ekseriyeti medium roast olarak alınıyor. Espresso ve filtre kahve en çok talep gören içecekler. Konumu gereği müşteri kitlesinin çoğunu “Beyaz Yakalılar” oluşturuyor. Haliyle sabahın erken saatlerinde double shot espresso sipariş edenler çok oluyor. Ben V60 demleme yöntemi ile Etiyopya Yirgacheffe denedim. Kendisi meyvemsi notalara sahip, orta gövdeli ve parlak asiditeli bir kahve. Kesinlikle denenmeli.
Lungo’dan ayrılırken hatırlatmak isterim: Birbirinden güzel şarkılara kendinizi kaptırıp kahvenin tadını çıkarırken duvarları süsleyen bilgilendirici tabloları incelemeyi de unutmayın.
Ayrıca işletme sahibi Yeşim Hanım ile karşılaşırsanız kahve kültürü üzerine sohbet edip bilgi ve tecrübelerinden muhakkak yararlanın, benden söylemesi!
.
.
Toparlanın, ciddileşiyoruz!
Bülten Sokak’a uğrayıp Koala Coffee Shop’u es geçerseniz bilin ki iki elim yakanızda.
Koala Coffee Shop, başkentin gözde nitelikli kahve dükkanlarından. İşletme sahipleri Doruk Bey ve Özgür Bey hem çok sıcakkanlı, konuşkan hem de bilgili ve işinin ehli. Kahveler Overdose Coffee&Roastery’den temin ediliyor. Kavurma profili olarak medium roast tercih ediliyor. Özellikle hafta sonu talep o kadar fazla ki ortalama iki haftada bir yeni çekirdek siparişi veriliyor. İçeri girdiğinizde sizi duvarları süsleyen onlarca küçük oyuncak karşılıyor. “Satılıklar mı?” diye sormamak için kendinizi zor tutuyorsunuz.
Maalesef oyuncaklar satılmıyor ama -benden duymuş olmayın- yerine aynı güzellikte bir tane getirebilecekseniz değiş tokuş teklif edebiliyorsunuz.
.
.
Espressoda oldukça iddialı olan Koala’da tüm demleme yöntemleri ile filtre kahvenin tadını çıkarmak da mümkün. Ayrıca güzel haber, yaz kış demeden cold brew yapıyorlar. Ben iki farklı filtre kahve denedim. Chemex ile demlenen Guatemala kahvesi meyvemsi notalara sahip, orta gövdeli ve düşük asiditeli. V60 ile demlenen Etiyopya Burtukaana (Beloya) Lot 8 de orta gövdesi ve orta asiditesi ile birlikte meyvemsi notalar sunuyor. Anlayacağınız bol meyveli bir ziyaret oldu. Henüz denememiş olanlar çok şey kaybediyorsunuz bilginize. Ayrıca yanına eşlik edecek bolca cookie, donut ve kek de mevcut, seç beğen al!
Az kalsın unutuyordum. Giderken kedinizi, köpeğinizi, su kaplumbağanızı da kucaklayıp götürün. Malum, hayvan dostu bir işletme!
Dipnot: Buradan çekirdek ailemizin üyesi, emektar tosbağamız, canımız ciğerimiz Toti’ye selam ederim. Seni çok özledim Toti!
Bu haftaki muhabbet bu kadar canlar. Giden, gören, tecrübe eden olursa mutlaka geri dönüşlerinizi bekliyorum, iletişim adreslerimi biliyorsunuz. Bendeniz gittiğim yerlerde keyfim ne istiyorsa onu seçtim, siz de herhangi birini denemeye niyetlenirseniz keyfinizin sesini dinleyin!
Devamı gelecek…
Yazı Serisi:
- Türk Kahvesi Üzerine
- Dalga Dalga Kahvecilik
- Espresso, Americano ve Filtre Kahve
- Evde Nitelikli Kahve İçmek Mümkün Mü?
- Ankara’da Nitelikli Kahvenin Adresleri
- Diyar Diyar Kahveler
Yoğun maratonunuza rağmen bu güzide mekanları gezip,araştırıp bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Belki bir gün herhangi birinde denk bile gelebiliriz 🙂
Harika olmuş. Kızılay’a gittiğimiz zaman nerede kahve içelim, nereye oturalım diye birbirimizle tartışmamıza gerek kalmadı galiba. Bu güzel yazı için teşekkür ederim. Ellerinize sağlık.
Yine kahveniz, kahvemiz ve kahvelerimiz hakkında çok güzel bir yazı olmuş, kahvenize sağlık sayın yazar.
Artık her cumayı sırf bu yazı serisi için iple çekiyorum.
Türk kahvesi yanında bi de lokum… enfes